Putin tehlikenin farkında mı
"NATO'nun Neresinden dönersek kârdır" derken, NATO'dan çıktığımızda başımıza gelecekleri hesaba katmıyor değiliz.
Mesela, NATO'dan ayrıldığımızda dünya sisteminin patronu ABD'nin Kıbrıs'ı anında NATO'ya alıp, KKTC nedeniyle Türkiye'yi, "NATO topraklarını işgal eden ülke" olarak ilan etmesi kuvvetle muhtemeldir.
Örnekler çok; stratejik bakımdan hayati önemi haiz olduğu için Kıbrıs'ı örnek verdim.
Böylesi bir durumda da NATO'yla karşı karşıya gelmemiz kaçınılmazdır.
O hâlde NATO'da olmak, NATO'nun şerrinden emin olmamıza yarıyor diyebilir miyiz
Soru şudur: Gerçekten yarıyor mu
Türkiye, Patriot hava savunma sistemi istediğinde ABD vermemiş, hava savunmasız kalmamak için Rusya'dan S-400'leri almıştık.
İşbu S-400'leri alma gerekçemizi Trump bile haklı bulmuştu fakat ABD derin devletinin tavrı değişmedi; F-35 projesinden çıkartıldık.
Yetmedi; F-35 proje ortaklığından dolayı verdiğimiz 1.4 milyar doların üzerine de çöktüler.
Maruz kaldığımız haydutluklar tabii ki bundan ibaret değildi. Askerlerimizin başına çuval geçirmelerinden terör örgütlerini silahlandırmalarına, İHA'mızı düşürmelerinden tatbikatlarda Atatürk ve Erdoğan'ı düşman hedef olarak göstermelerine kadar say say bitmez.
En son olarak da Türkiye'nin sınır ötesindeki teröre karşı operasyonunu ABD Başkanı Biden, "ABD'nin ulusal güvenliğine olağanüstü derecede tehdit oluşturduğu" değerlendirmesinde bulunmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da "ABD ile aramızda güvenlik sorunu var" karşılığını vermişti.
Demem o ki, ABD ile NATO'da müttefikiz, ya düşman olsaydık
İsveç'in NATO'ya girmesine onay vermemizin ardından ABD eski dönemlerde olduğu gibi müttefiklik "rüzgârları" estirmeye başladı.
F-35 projesinden dolayı gasp ettiği 1.4 milyar dolarımızı F-16 satışına mahsup ediyor; "rüzgâr" dediğim bu!
Şimdilik, F-16'ların modernizasyonunu sağlayacaklar, 3 yıl sonra da (artık kim öle kim kala) yenilerini verecekler. E tabii 23 milyar dolar daha bayılırsak.
Piyasa kızıştırmak için de F-16'lardan daha üstün kabiliyetli F-35'leri