Daha geçen hafta George Carlin'in "İsrailli katillere komando deniyor, Arap komandolarına ise terörist..." sözünden hareketle politik dilin manipülatif bir silaha nasıl dönüştüğünü dilim döndüğünce anlatmaya çalışmıştım. Geçen gün baktım, iktidara muhalif olmakla birlikte, antisiyonistantiemperyalist tavrı ile bilinen Ortadoğu uzmanı bir arkadaşımız, Yahudi işgalcilerden "Yerleşimci" diye bahsediyor.
Çapulcu hırsızlara "yerleşimci" demek nasıl bir dil sürçmesidir, bilmiyorum.
Benim bildiğim bu hâl asla münferit değil.
Zira iki gün önce de iktidarı destekleyen arkadaşlarımızdan Abdulkadir Selvi, faşist Netanyahu'nun 80 ton bombayla yaptığı katliam için şunu yazabildi: "Hizbullah'ın ilk halkasını oluşturan yönetimin tamamını etkisiz hâle getirdi..."
Ne demek etkisiz hâle getirdi
Soykırımcı faşist İsrail'in saldırdığı hiçbir hedef için "etkisiz hâle getirdi" diyemeyiz.
Velev ki o hedef uzaylı olsun.
Politik dil mamulü ifade kalıplarını kullanmayı hadi dikkatsizliğe yoralım. Peki, gözlerinden hiçbir şey kaçmayan arkadaşların nevi şahsına münhasır "dikkatlerini" neye yoracağız
Hele hele "danışıklı dövüş" konusunda o denli uzmanlaşmışlar ki İsrail, Hizbullah'ı bire kadar kırsa da, bu acar kardeşlerimize kimsecikler "danışıklı dövüş" olmadığını yutturamaz.
Gelgelelim, bunlardan daha dikkatlileri de yok değil.
Her "oyunu" şappadak gören, her "komployu" itinayla çözen bu kardeşlerimize çok şey borçluyuz.
Mesela, İsrail Gazze'de binlerce çocuğu paramparça ederken ola ki unuturuz endişesiyle İran'ın şeytanlıklarını her daim bize hatırlattılar.
O kadar ki, İsrail'den çok İran'a bilendik... Hakları ödenmez.
Bu kardeşlerimiz olmasaydı, Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine İsmail Haniye'yi davet eden İran'ın, Nasrallah'ı "Seni koruyamayız, gelme..." diyerek katılmasına engel olduğunu, sonuç itibarıyla Sünni İsmail Haniye şehit olurken, Şii Nasrallah'ın yaşadığını öğrenemeyecektik.
Gerçi aynı kardeşlerimizden İran'ın bu sefer de Nasrallah'ı sattığını öğrendik.