"Yazı yazmayın" denebilir mi

Şu yazı yazmak ve yazarlık konusunda belki 15'i aşkın makale yazdık, neşredildiyayımlandı. Ama bakıyorum yine bugünlerde bu konuyla alakalı izahlı ve teferruatlı bir yazı ihtiyacı var.

Yazıyı evvela yazar olanlar yazar. Ve bu yazarlığın okulu yoktur. Zorlama ile yazı yazanlara "zorlamanın yazarı" denir.

Üç-beş senede, bir-iki senede, beş-altı ayda, iki-üç ayda, ayda bir yazı yazmak; yazarlığın sıfatı olamaz. Bu davranışı takınanlar da yazar olmaz. "Efendim şu kadar zamanda yazdığı yazıyı bekletiyormuş, değiştiriyormuş, olgunlaştırıyormuş vs." Kardeşim yazı mı yazıyorsun, turşu mu kuruyorsun

Her yapılan işte Cenab-ı Hak bir uzvuorganı, bir duyguyu, bir hissiyatı veya aklî, mantikî bir kabiliyeti o insana takmıştır. Ha! Bazı insanlara bazı kabiliyetleri Cenab-ı Hak fazlasıyla, ziyadesiyle takmış, yakıştırmış ve kabul ettirmiştir. İşte buna "fıtrî kabiliyet", yani yaratılıştan Allah'ın verdiği, ikram ve ihsan ettiği kabiliyet, sıfat, huy, beceri, yapma-etme gücü kuvveti denilir. Yani sonradan edinilmeye çalışılan, çakma ve takma kabiliyet değil.

Evet, olabilir ki bir insan her türlü kuralla, kaideyle ve marifetlerle yazı yazabilir. Yazısında orjinal konular olabilir. Ve bu yazıyı kendisi beğendiği gibi başkaları da beğenebilir. İşte bu noktada devamlılıkla ve gittikçe artan bir zevk ve lezzetle, marifetin arttırıldığı zaman aralıklarında ortaya çıkan yazılara "yazı" ve yazarlara da "yazar" denilebilir.