İman, Kur'an ve İslam davasının sabırlı, sebatkar, kuvvetli ve ihlaslı hademeleri; bugünlerde, bu kış mevsiminde, bir hediye ile karşı karşıyadırlar.O kışın en güzel, saf ve ebedî kârlı hediyesi kitap okumaktır. Evet, uzun kış gecelerinin elimizden çıkmaya başladığı günlerde Kur'an okumaya, Kur'an tefsirleri Risale-i Nurları okumaya azami istek, ga
Zaman öyle bir zaman ki; sadece ihlaslı olmak, uhuvvet ve hamiyet sahibi olmak, şevk, aşk ve ümit sahibi olmak mümin ve muvahhid insanlar için yetmiyor.Böyle insanların başka özelliklere sahip olmaları gerekiyor ki o kıymetli özelliklerini, hususiyetlerini kaybetmesinler. Yukarıdaki özelliklerin sahibi insanlar haset etmeseler... "Bende olan başkas
Şu sefihâne medeniyetin getirdikleriyle gözler ve kulaklar maalesef kalplerin, ruhların, akılların zayıflamasından, bîtap düşmesinden imanın nuru daima zayıf kalıyor ve bu şiddetli sefihâne hücumlara karşı koyamıyor.Çünkü gözlerin, kulakların ve sair âzâların nurları, hareket ettirici ışıkları, güçleri kalbin, ruhun, aklın nurundan gelir. Bu nurun
İmanı ve ameli birbirleriyle tamamlayan herkes, kendisi gibilerle yol arkadaşlığına çıkabilir. Tersi olursa sonu hüsran olur. Yani kendi düşen ağlamaz.Hep beklenti içerisinde olmak, hep istemek, hep kanaat etmemek insanı yorar ve insanlığı yaşanamayacak bir hayatın içerisine sürükler. Öyle olmalı ki insaniyet ve insanlık ölçüleri kanaatle tartılmal
Sosyal hayatımız şu günlerde tam manasıyla siyaset kokuyor. Çok yakın bir zamanda seçim olabilir.Evvelemirde kendi nefsimiz söz konusu olmak şartı ile zamanı geldiğinde din-i İslam'ın faydasına, mümin ve muvahhid hizmet ehlinin faydasına, milletin ve memleketin faydasına bu seçimlere dikkatli bir şekilde katılmak beşerî bir vazifedir. Memleketin ha
Her zamandan ziyade yaşadığımız zamanın bir modası; bilgiçlik ve bildiğini zannetmek.Sıkıntıların ve rahatsızlıkların en büyük kaynağı bir meseleyi, bir bahsi bilmediği halde bildiğini zannetmektir. Bildiğini zannetmek, bir insan için hiçbir şeyi öğrenmemek ve bu öğrenme yolunda olmamak demektir. Hastalık haline gelmiş bu hal bulaşıcıdır. Cahil ve
Eski zaman adamlarının laflarına, özellikle de edebiyatsız edebi sözlerine birçoğumuz hayranızdır.Bilmek ve cehalet üzerine söylediklerinden bazıları: "Her şeyi bilirim diyen, hiçbir şeyi hakkıyla bilmiyordur.", "'Ben bilirim' diyen evvela kendini bilmelidir". "En büyük cehalet, ilim kisvesi altında bir şey bilmediğini bilmemektir." Bu sözler uzayı
Aykırı olmak düz giderken ters gitmek değildir. Daha hiçbir adım atmamışken menfi ve ters gitmeye meyilli olmaktır. Veya fıtratenyaratılıştan düzü bildiği halde eğriye kavuşma arzunun galip gelmesidir.Alim bakıyor ki kendisi gibi ismi alim çok kimse var. Biraz fark etsinler beni diye âlimlere de, ilime de aykırı gidiyor. Sanatkâr sanatının paylaşıl
İnsanlığın geldi nokta: Hiçbir zamanda görülmemiş bir ahlaksızlığın, sefahatin, inançsızlığın, ve küfrün tam orta yerinde; insanca, Müslümanca, mümince, ahlaklı ve inançlı, imanlı olarak yaşayabilmek gayreti, çabası, himmeti ve çalışması içerisinde olabilmek.Kitap ortada, Resulullah'ın sünneti yaşanmış aşikar, Allah'ın dini anlamaya, anlatmaya, yaş
Ahirzaman her şeyin son halini gösterip haber verdiği gibi, ferahlıktan ve huzurdan, sıkıntıdan ve zorluktan da haber veriyor.Eğer iman ilacı ve imani tedavi olmazsa ahirzamanın sıkıntıları, her türlü inançsızlıkları; bu ahirzaman insanını öyle bunaltıyor, huzursuz ediyor, boğuyor ki insanların dimağı kuruyor, aklı şaşırıyor, kalbi asli mihverinden
© 2016