İman ve her yerde cesaret

Şöyle bir memleketin umumî gidişatına bakıyoruz.Zahiri görünümlü korkak cesurların teşkil ettiği bir kuru kalabalık misali ağırlıklı olarak memleketin her şeyine sahipmiş gibi gözüküyorlar. Korkunun ecele faydası olmadığı gibi iyi ya da kötü her çıkışın, yükselişin bir de inişi, yokuş aşağı düşüşü vardır. İşte o zaman dış görünüşlü cesurlarla, korkakların ayrımını çok daha net olarak görürüz. Herkese hak ettiği bir yeri kafamızda değil, yaptığı, gerçekleştirdiği işlerle değerlendirip zihnimizde bir yere koyabilmeliyiz. Ve bu konulara da hak ettikleri kadar bir vakit ayırabilmeliyiz. Bunların dedikleri, konuştukları, söyledikleri kadar umursamalıyız gönlümüzde bir yer verebilmeliyiz. En alt ve an üst çizgiler arasında herkesin kamet-i kıymeti kadar olana değerlerini birbirleriyle iltibas etmemeliyiz, karıştırmamalıyız. Eğer gerçek manada insanlara değer veriyorsak, ilişkilerimizde de o verilen değer kadar da onları önemsemeliyiz, kıymet-i harbiyeleri kadar da kıymetlerini bilmeliyiz. Eğer birileri sizlere güven verebiliyorsa, güvenilirlik arz edebiliyorsa bize düşen en asil hareket o güven verenlere itimat etmektir. İtimad edilmek, sevilmekten ve sayılmaktan kat kat üstündür