Hakikaten güzel olanlar

Şu dünyada yapılan her işin bir evveli, bir ahiri vardır. İnsan bu iki başlangıç ve sonucun arasında gider, gelir ve durur.İmanlı olarak şu gidiş gelişlerde Müslüman zorlanmaz çünkü; imanın kuvvetiyle Allah'tan başkasından çekinmez, korkmaz ve hiçbir yapılacak iş de de geri durmaz. İmanı zayıf ve imanı olmayanlar ise dünyanın cefası ve zahmeti olan emeklerinin geçici mükâfatını alırlar, ama huzur olmaz, sevinç olmaz, riya ve yapmacıklarla kendilerini aldattıkları fani bir hayatları olur. Her iki halde de insan dünya imtihanının kuralları, düstur ve prensiplerine uymak mecburiyetindedirler. Gerektiğinde kendisiyle yüzleşebilen ve hataları, eksikleri daima kendilerine bir ikaz edici, nasihat edici olarak görebilenler; dünyanın eza ve cefasında ezilmezler ve eyvallah etmeyerek az zarar görürler. Çünkü Allah'a olan imanları onlara bu gücü kuvveti verir. Dünyanın işlerini, sevinç ve kederlerini net bir şekilde bilmek, anlamak ve görmek bu dünya hayatı için en önemli basamaklardan birini teşkil eder. Bu basamakların teşkilini ise dünya adına hırs, kanaatsizlik ve cebanet teşkil ettiği gibi ahiret adına da kanaat, doyum ve cesaret teşkil eder. Ya dünyayı kazanmak için gerçeklerden korkak olacağız yahut da ahireti kazanmak için cesurca dünya ve ahiret gerçeklerini kabul edeceğiz. Bu bakımdan dünyaya dünya da