Ömer Lekesiz

Yeni Şafak

ABD-İsrail'in iddiaları yalan ama vahşeti gerçek

ABD-İsrail'in, Gazze önde olarak Filistin'in tamamında sürdürdüğü vahşet saldırısının 95. günündeyiz.Bu saldırısının 92. gününde, Gazze'deki hükümetin basın ofisinden yapılan açıklamada, 10 bini çocuk, 7 bini kadın olmak üzere toplam 22 bin 722 kişinin öldüğü, 58 bin 166 kişinin de yaralandığı bildirildi. Tv ekranlarından akan kan artık saldırı zul

Medine'den Kudüs'e bir fetih stratejisi

Evlerimizdeki -az sayıda ama özenle seçilmiş kitaplardan oluşan- şahsi kitaplıklarımızda bir Kudüs Filistin rafının bulunması gerektiğini ısrarla söylüyor ve kimi yazılarımızda oraya eklenmesi gereken değerli yeni kitapların bilgisini paylaşıyorum. Bu bağlamda bilgisini paylaşacağım yeni kitabın adı: "Medine'den Kudüs'e Hz. Peygamber'in (sav) Bey

Eski defterlerle yeni hesaplaşma kurguları

ABD-İsrail terör devleti eliyle Gazze'de sürdürülen vahşet ve soykırımın 90. günündeyiz.Bir söz klişesine dönüşmemesi vahşetin boyutlarını zikretmeyeceğim. Filistin'de İngiliz mandası altında 1917 beri süregelen, 1948'de ABD'nin burada bir askeri üs kurma amacıyla resmileşerek ABD-İsrail terör devleti adı altında sistemli bir sürgünlüğe, katliama v

İtidal içinde bir infial: Rami Kütüphanesi'nden Galata Köprüsü'ne

HAMAS'ın Gazze ablukasını yarmak için başlattığı harekata karşı ABD-İsrail'in yürüttüğü vahşetin ve soykırımın dördüncü ayrına girmek üzereyiz. Bu durum 1917'den beri yoğunluğu zaman zaman artarak ve azalarak Müslümanların sıcak gündeminde bulunan Filistin meselesinde yeni bir safhanın açıldığına işaret etmektedir. Dünya üzerindeki her vicdan sahib

'Urfa umman ise sahili Kudüs'tür'

Yazımıza başlık olan söz, "Kutsal yerleri temizlemek ve Türkleri ortadan kaldırmak için" Kudüs'e doğru başlatılan Haçlı Seferi'nde (1096) ilk işgal edilen Urfa'nın (1098), Türklerin yaklaşık yarım asır süren mücadeleleri sonrasında Haçlılardan kurtarılması (1144) üzerine söylenmiş bir sözdür. O günleri yaşayan İslam alimlerinden birkaçına birden iz

Öfke ile nefretin berisinde düşünmek

Coğrafyamıza musallat olan bir büyük belanın ürettiği ağır şerlerin içinden geçiyoruz. Adı "ABD-İsrail" olan bu büyük belanın, Gazze'deki vahşetten Kuzey Irak'taki menfur saldırıya, teröristlerin güdümünde giren muhalefetin milli omurgadan yoksun siyasetine kadar hızla değiştirdiği gündemde başımız dönüyor. Bu hızda -düşünmeyi zaten sevmediğimiz iç

Siyonist-Hıristiyanların arzuladığı kıyamet seküler bir kıyamettir

Önceki yazımızı "kıyam" kelimesi esasında Mezopotamya (Hanîfi-İslam) Akdiyle, Eski Ahit arasındaki derin farka işaret ederek bitirmiştik. Aynın dil ailesinden oldukları için İbranice'de de "kima" (kalkma) olarak ifade edilen kıyam kelimesini amida (ayakta durma), nitsav ve yatsav (durmak) kelimelerinin önünde ele alan Yahudi kelamcısı İbn Meymûn (M

Kıyam Hanîflik'ten İslam'a bir mirastır

İslam kelamında, Kıyâm bi-nefsihi terkibiyle Allah'ın varlığının zamanla ve mekanla mukayyet olmadığı, yaratılmışlıktan münezzeh bulunduğu ve dolayısıyla hiçbir şeye ve kimseye muhtaç olmadığı, bilakis her şeyin, herkesin ona muhtaç olduğu sabitlenmekte ve aynı zamanda "Mabudunuz tek ilâh Allah'tır; başka ilâh yoktur; rahmândır, rahîmdir" mealindek

Kıyam ile kıyamet arasında durma biçimleri

Önceki yazımızda hadisatın fenomenlerinin anlamlarında, onlarla şimdiki zamanda kurduğumuz ilişkilerin değişmesi nedeniyle nasıl değiştiğini, HAMAS'ın Gazze'deki Siyonist-Hıristiyan ablukasını yarmak harekâtına karşılık onu sindirmeye, yok etmeye yönelik yeni Haçlı ittifakının ortak adı olan Siyonizm kelimesi üzerinden açıklamaya çalışmıştık. Siyon

Siyonizm'in yüklendiği yeni anlamlar

Fenomenler din ve inanç ayrımı söz konusu olmaksızın insanlık planında geneldir. Bu genellik fenomenlerin her burumda sahih ve sabit kalan ilk anlamlarını da kapsar ki biz bunları a'yân-ı sâbite, arketip ya da kök-imge olarak niteleriz. Bu değişmezliğe karşı değişen tek şey ise fenomenlerle olan yeni ilişkilerimizdir. Hepimiz, şu son yetmiş bir gün