Ömer Erdem

Karar

Geçmiş gelmeyecek günler ya da Sıpa Kulağı

Bakmayın siz ona 'sıpa kulağı' dememe. Gerçekten böyle bir çiçek var mıydı yoksa tatlı tatlı ben mi uydurdum önemli değil. Sonunda dilimizde sıpa, tatlı, sevimli, zıpır manasıyla da kullanılır. Onu öteden beri bilirim hatta meftunluğum derindedir başka. Sonradan depreşen nice tutkunun kökünde geçmiş ve gelmeyecek günler barınır ve biz onların hatrı

Fanustaki okyanus

M. Kayahan Özgül yazdığı hemen her incelemeyi merakla okuduğum bir yazar, akademisyen. Tanzimatla başlayan başlatılan, yeni, çağdaş, batılı, modern edebiyatımızın köklerine dair dikkatleri, bu konudaki soruları yanında önerileri özellikle önemli. Meselelerin duygusal ve politik kolaycılığına kaçmadan, ilmi disiplini merkezde tutan, entelektüel biri

Günler yorulurken

Hiç sanmadığınız şeyler görülmeyecek şekilde hayatın içinde can bulup birbirine ulanarak varlık kazanır. Her şeyi bildiğini ve kontrol ettiğini düşünmek bu sebepten bir zayıflık belirtisidir ve çokça kahramanlıklar en çaresiz hale düşmenin sonucunda ortaya çıkar. İnsana düşen en beklenmedik olan için bile tedbir almak onun muhtemel sonuçlarını tahm

İçeriden daralan dışarıdan büzüşür

Kanun budur; insan dahil bütün canlı varlıklar ferahlamak isterler. Genişlemektir ferahlamak. Yerini yurdunu, hacmini kalıbını, şeklini şemalini, güzelliğini, düzenini almaktır. Ne zaman ki eşya kalıbını, duygu ve düşünce dilini, huy davranışını, fert yerini, toplum konumunu alır orada ferahlık, orada esenlik, şevk ve incelik hayat bulmuş demektir.

Bayram gelirken geçmeyen şeyler...

Kimse canının sıkılıp ağzının tadı kaçsın istemiyor. En azından bayram boyunca yaşamak istiyor bu duyguyu. Dünya birkaç günlüğüne de olsa sakinleşsin diliyor. Küs olan barışsın gizli açık diş bileyen sinirlerine hakim olsun arzusu taşıyor. Çocuk, genç, yetişkin, yaşlı birbirine yaklaşsın. Günlük hayatın katı sınırları gevşesin. Aç gözetilsin. Yetim

Enis Batur'a Mektup

Enis bey merhaba. Birkaç kez birlikte çalışma fırsatımız oldu. Bir süre televizyonda sonrasında da yayınevinde. Her ikisi de şanstı benim için. İnsan hep bir şey öğrenir sizden. Öğretir gibi değil de öylesine, olayın, hayatın içinde yaşarken olur bu. Belki unuttunuz. Bir ara ben de filtresiz Palmall tutkunuydum. Sizinkinin yanında benimkisi heves s

Tekrarın haksızlığı

Toplumsal ilişkilerde tekrar bir dizi hastalığın belirtisidir. Güzel, iyi, değerli ve doğal olan hemen her şeyde görülen tekrar bir yenilik belirtisi olduğu halde toplumsal ilişkilerdeki tekrar neden bir kötülük ve donukluk karakteri taşır Güzel mesela kendisini ortaya koyarken herhangi bir hesap yapmaz. Yapmaya kalkıştığında hemen çiğleşip değerde

Parasız yapılan büyük işlerin gücü üstüne

İnsanın imtihanı kadar felaketi güç ve parayladır. Ne para ne de güç insana mutlak huzur getirir. Para yapaydır, güç, geçici ve aldatıcı. Hatta zehirleyici. Çok para ve gerektiğinden fazla güç başkalarının hakkının elinden alınması demektir. İş yapmak uğruna makul gereklilikten öte işlevi olmayan para gibi modern zamanlarda hayatın akışını belli bi

Aslında neyi konuşuruz

Sözün olgudan olaya kaydığı yerde değer erozyonu da yaşanır. Olay doğası gereği tek bir açıdan görülüp anlatılamaz. Olgusal bakış, olaydaki mümkün bütün açıları anlatıcının insiyatifine bırakmadan sağduyunun korumasına teslim etme derecesidir. Olayın tecrübesi yoktur fakat olgu tecrübenin ipeğiyle dokunmuştur. Türkiye'de mesela şiir üzerine konuşma

Yaşayıp giderken bitmeyen şeyler

Yaşamanın değerini kimse inkar edemez. Bütün canlılardaki ortak haldir yaşamaya bağlılık. Canlılar içinde ileriye doğru yaşarken geriyi hatırlama en çok insana özgü bir durum. Acı da belki buradan doğar. Fakat yaşamanın değeri acıyla ölçülemez. İnsan ne denli derinden idrak ederse bir varlık olduğunu o denli de yaşamaya bağlanır. Yaşama sevinci bir