Mustafa Karaalioğlu

Karar

Kim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye

Önümüzdeki hafta bugünlerde (9 Eylül) Birleşmiş Milletler Genel kurulu toplanacak ve çalışmalar 29 Eylül'e kadar devam edecek. Bütün üye ülkelerin liderleri genel kurulda konuşacak. Birçoğu da hep olduğu gibi dünyaya hitap ederken kendi halklarına propaganda yapacak.Çok muhtemel ki BM'deki konuşmalarda iki konu öne çıkacak; Ukrayna ve Gazze. Ve yin

İki soruda Türkiye gerçeği

Dün bir anket yayınlandı. Area Araştırma şirketinin anketi. Bütün sonuçları görmek isteyenler KARAR Gazetesi'nin internet sitesine bakabilir. Benim dikkatimi çeken ise araştırmanın hemen başında bulunan iki sorunun oluşturduğu iki tablo oldu.Birincisi şu… Hükümetin genel olarak ekonomik performansını başarılı buluyor musunuzCevap: Yüzde 77 hayır, y

Öyle bir maliyet ki hesaplanamaz...

Akıl, mantık, analiz olmadan; hamaset sosuyla estirilen rüzgarlardan, bütün parlak fikirlerden korkmak lazım. İstisnasız hepsi çuvallar ve sonuçta ortaya iddia ettiklerinin zıddı bir manzara çıkar. Yakın geçmişimiz ekonomiden hariciyeye, eğitimden sanayiye bunun örnekleriyle dolup taşıyor. Mesela, Kur Korumalı Mevduat… KKM, kontrolden çıkmış bir ek

Bir patron bir patrona ne sorar

Murat Ülker, Türkiye'nin en başarılı iş insanlarından birisi. Şirketleri küresel ölçekte üretim yapıyor; üretimin ötesinde gıda sektöründe dünya devleriyle rekabette önde gidiyor. Yıldız Holding, bilinen adıyla Ülker, üretim alanları, fabrikaları, temsilcilikleri ve en önemlisi de insan kaynakları çeşitliliğiyle Türkiye'nin "küresel" ilk şirketi ve

O masayı Gazze için kurduramamak kimsenin ağırına gitmiyor mu

Avrupalı liderler ve ABD Başkanı Trump, Rusya-Ukrayna savaşını bitirmek için bir araya geldiler. Görüntüler, fotoğraflar, demeçler malum. Bütün dünya izledi ve şimdi de yorumluyor. Trump, o güne kadar üçe beşe bakmadan ve sonunu düşünmeden her türlü anlaşmaya hazır görünüyordu. Ancak Avrupa için Rusya büyük bir tehdit ve Avrupalılar doğal olarak Ru

17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi

Büyük Marmara Depremi'nin üzerinden tam 26 yılı geçti. 17 Ağustos 1999'da Gölcük'te yaşanan 7,4 büyüklüğündeki depremde resmi rakamlara göre 17 bin 500 kişi hayatını kaybetmişti. Türkiye ne depreme ne de deprem sonrasına hazırlıklıydı. Üstelik o zaman da bir deprem ülkesi olduğumuz çok iyi biliniyordu. Çünkü başta Erzincan olmak üzere seneler içind

Giderek sertleşen yarışta son durum

Ülke gündemini ilgilendiren, ilgilendirmesi de gereken birçok önemli ve öncelikli konu var ama siyasetin gelip dayandığı nokta bu konulardan herhangi biri değil…Mesela ekonomi değil. Sonu gelmez ekonomik kriz hali devam ediyor, ekonomi neredeyse yabancı sermayeye kapanacak kadar içe doğru vakumlanmış ve böylesine derin bir krize karşı bir ekonomi p

Saymakla bitmez problemlerin temelindeki problem

Son dönemde sıkça yaşanan ama -hafıza-i beşer nisyan ile malül olduğu için- uzun süredir de devam ettiği unutulan olaylar zinciri giderek dramatik bir tabloyu tamamlıyor.Çok fazla güven kaybettirici vak'a var ve çok fazla üstü örtülen yanlış var. Türkiye gibi demokrasisi hala yetersiz bir ülke için bile çok fazla…Mesela, bir devletin en sıkı şekild

Sahte diploma, hukuksuz yargı ve siyasetsiz siyaset

Yargının siyasallaşması ve giderek daha fazla siyasetin emrine girerek asli fonksiyonlarından uzaklaşmasının ne demek olduğunu biz biliriz. Türkiye bilir; hem de geçmişten beri bilir. Saymadık kaç dönem oldu böyle… Bildiğimiz yetmiyor gibi şimdi bir kez daha bunu tecrübe ediyor olmamız da yine bu ülkeye has bir özelliktir. Tam bizlik bir hal. Çünkü

Sistem çürümüş ki nasıl çürümüş

Bir devletin devlet olabilmesi için birçok unsurun bir araya gelmesi lazım ama denetim ve şeffaflık yoksa gerisini saymanın manası yok. Kamu kurumları, milletin vergisiyle, millet adına işleri yürütürler. Kutsal veya dokunulmaz değildirler. Yaptıklarında bir hikmet falan yoktur. Devlet tabelası altında faaliyet gösteriyor olmaları onları milletten;