Mustafa Karaalioğlu

Karar

En yapılmaması gerekeni yapmakta ısrar

Sekiz yıldır ekonomik kriz içinde olan ve bu süre zarfında defalarca "Tamam, şimdi hallediyoruz" vaadine rağmen krizden çıkamayan bir ülke, yapmaması gereken ne varsa yapmaya devam ediyor. En başta da siyasi mühendislik üzerinden serbest seçim rekabetini önleyici işleri yapıyor. Hatta hiçbir şeye odaklanmadığı kadar buna odaklanıyor."Siyasi yasak"

Çözüm kapısını açacak iki anahtar

Sürecin başından itibaren, Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk kez geçtiğimiz günlerde gelişmelere dair detaylı sayılabilecek bir bilgi verdi. PKK'nın çekildiğini, mağaraları boşalttığını vesaire açıkladı. Bunun söylemiş olmakla, süreçle yeterince ilgilenmediği eleştirilerini ortadan kaldırmış olmasa da bir kulağının çözüm sürecinde olduğunu hissettirdi. İşl

Daha azına razı ve daha iyiyi unutan bir ülke

Neredeyse bütün ekonominin asgari ücret artışı ve emekli maaşı zammı tahminleri üzerinden konuşulması bize ne anlatıyor Büyük lafların, sınır tanımayan hedeflerin ve iddialı sözlerin akasında toplumun hala ciddi bir yoksulluk içinde yaşamakta olduğunu… Direkt veya dolaylı olarak sadece devletin eline bakmaya mecbur olduğunu… Bu bağımlılığın arttığı

Büyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi

Şöyle büyük milletiz, böyle büyük devletiz, şu kadar yüzyıllık geçmişimiz, bu kadar bin yıllık yönetim tecrübemiz var. Onlarca devletten, imparatorluklardan süzülüp gelen tarihimiz var. Kültürlerin, dinlerin, medeniyetlerin buluşma noktasıyız.Saymakla bitmez meziyetlerimiz var. Kendimizi kendimize anlatmaya başladığımızda kuracağımız uzun cümleleri

Gözümüzün önünden geçip giden utanç tabloları

"Avrupa Birliği'nin gıda güvenliği sistemi RASFF'a göre Türkiye, 2024–2025 döneminde ihraç ettiği gıda ürünlerinde en fazla risk tespit edilen ülke oldu. Avrupa'ya gönderilen Türk menşeli ürünler için yapılan bildirimlerin yaklaşık yüzde 73'ü 'ciddi risk' kategorisine girerken, özellikle meyve-sebze, kuru incir, fıstık ve baharat ürünlerinde alarm

Yüzde 85 acaba niye geçinemiyor

Bir ülkede bütün partilerin seçmenleri "geçinemiyoruz" feryadında buluşuyorsa ve bu 22 yıllık kesintisiz iktidar döneminde oluyorsa, ortada büyükten daha büyük bir problem olduğu aşikardır. Metropol şirketinin anketine göre AK Parti seçmeninin yüzde 66'sı, MHP seçmenini yüzde 68'i, İyi Parti seçmeninin yüzde 77'si, DEM seçmeninin yüzde 82'si ve CHP

Özgür Özel'in ve CHP'nin siyasi portföyü

Cumhuriyet Halk Partisi, üzerindeki ağır baskının da bir sonucu olarak bu yıl içinde üçüncü kez kurultay yaparak, üçüncü kez Özgür Özel'i genel başkanlığa seçti. Bu kez ayrıca parti yönetiminde de önemli sayılabilecek değişikliklere gitti. Hala, bir merkez parti yürüyüşü demek için erken ama zaten hem Özel hem de İmamoğlu'nun siyasi yaklaşımı bu is

Peki, krizle mücadeleden ve bir de hukuktan ne haber

İktidar çözüm sürecinde biraz kararsız, biraz tedirgin biraz da olup biteceklerin üreteceği siyasi sonuçlara dair endişeli… Bu da zamanı uzatıyor. Evet, böylesi süreçler aceleye getirilemez ama zamana da yayılamaz. Zaten iki kez -açılım ve çözüm süreci- denendiği için elde bir tecrübe olduğu düşünülürse bazı adımların hızlı atılması beklenir. Öneml

İmralı ziyareti, 'çözüm süreci'ne sahiplik gerektiğini söylüyor

İmralı ziyareti uzun süredir pek konuşulmayan çözüm sürecini yeniden gündeme getirdi. Getirdi ama sürecin planlaması ile sevk ve idaresindeki eksiklikleri de gösterdi. Güvenlik bürokrasisi (MİT özellikle) baştan beri daha odaklanmış ve üzerine düşen işleri en azından bir takvim dahilinde yapıyor olsa da siyasi mutfağın kurulmamış olması sembolik ön

CHP'siz İmralı olur ama çözüm süreci olmaz

CHP'nin İmralı'ya giderek Öcalan'la görüşecek TBMM heyetine temsilci vermeme kararının yarattığı tartışma çözüm sürecinin aslında nasıl bir hedef olduğunun hala yeterince anlaşılmadığını gösteriyor. Bir yanda CHP'yi bu kararından dolayı eleştirenler öte yanda takdir edenler hattı var. İki hattın kullandığı karşılıklı sertlik dili meseleyi çözüm oda