Müjdat Gezen

Cumhuriyet

Hastaneler

Bir akrabamızın bebeği gece hastalanıyor. Hiç uyanmıyor bebek. Henüz kırk günlük bile değil. Acele, o ünlü hastanelerden birine götürüyorlar. Yetkililer, "4- 5 gün yoğun bakımda kalması gerekiyor" diyor. Çünkü bebek sürekli uyuyor ve uyanamıyor. Anne baba, bu duruma karşı çıkıp bebeği özel bir doktora götürüyor. Kan tahlili yapılıyor. Bebeğin şeker

Hiç mi insan biriktirmediniz...

Her gün çok sayıda mail alıyorum. Hepsi benden para istiyor. O kadar utanıyorum ki. Yaşamım boyunca kimseden borç bile istemedim. Aç kaldım, bakkaldan taksitle zeytin ekmek aldım ama hiç tanımadığım ya da çok iyi tanıdığım birinden para istemedim. Bu sistem insanların ahlakını da bozdu. Öylesine utanıyorum ki anlatamam. Bizi 20 yılda ne hale getird

Süalp Tansan

Kandemir (Konduk) canımdır. Yaşayan en iyi dostumdur. Akciğer ameliyatı oldu. Çok şey paylaştığım, ekmek paylaştığım Kando'nun hastalığı beni yıktı. Ameliyat iyi geçti ama bizimkinin moral bozukluğu geçmedi. Sonunda Mustafa Alabora'nın evlatçığı Alper Saldıran bize, ameliyat sonrası tedavi için bir onkolog önerdi. Süalp Tansan. Bir gece geç vakit t

Baylan günleri

1960. Biz artık genciz. Beyoğlu'na çıkıyoruz. Şehir Tiyatrosu komedi bölümü İstiklal Caddesi'nde kulis giriş kapısının 50 metre aşağısı Baylan Pastanesi. Yaman, Savaş ve ben 10 lirayı bulmuşsak Baylan'dayız. Balkonu tercih ediyoruz. Çünkü alt salonda, bizim ağabeylerimizin işgali altında. Onat Kutlar, Demir Özlü, Adnan Özyalçın, Doğan Hızlan. Bizde

Açık açık söyle

Allah'ın bildiğini kuldan saklamayın. Küçüklüğümüzden bu yana duyduğumuz bir sözdür bu. Cengiz Holding denen kurumun iktidarla ilişkisini bilmeyen yok. Ben iktidarın yerinde olsam (ki Allah saklasın) bu durumu açık açık söylerim. Çünkü çok dedikodu yapıyor. Çık açık açık ifşa et olsun bitsin. Malumun ilanı diyorlarmış bu şekildeki açıklamalar. Ayrı

Biz ne zaman böyle olduk

Milyonlarca kişi birbirlerine bu soruyu sorarsa, ortada bir gariplik var demektir. Bebek cinayetleri, kadın cinayetleri, intiharlar, hayvan katliamları, onlarca akıl almaz olaylar dizisi... Biz ne zaman bu kadar çürüdük... Yanıtı biliyorsunuz. Yirmi iki yıldır kimyamızı bozan bu iktidar, toplumu bu hale getirdi. Ruhsatsız silahlarla dolaşan, uyuştu

Ottoman

Yıllar önce bir televizyon programı izliyorum. Sunucu, Vahdettin'in torunu bir hanımla konuşuyor. Fransızca. Şık kadın Türkçe bilmiyor. Sunuca da Fransızca olarak soruyor: "Siz Türk müsünüz" Kadın yanıt veriyor: "No... Ottoman." (Hayır, ben Osmanlıyım.) Evet. Osmanlı hiçbir zaman kendini Türk olarak görmedi. Onlar için Türk, savaş zamanı asker topl

Dümbüllü

İsmail Dümbüllü orta oyunu ve tuluat sanatının son temsilcisi idi. Ölüm yıldönümlerinde onu mezarı başında anarız. Bunlardan birinde tam da İsmail Amca'ya yakışan ve mezar başındakileri kahkahaya boğan bir şey oldu. İmam efendi Kuran okuyordu. Hepimiz dinliyorduk. Ellerimizi açıp duaya eşlik edeceğiz. Bu sırada imamın cep telefonu çaldı. Zil sesi y

Selam

Günümüzün modalarından biri oldu: Başkalarını kötüleyerek prim yapmak. Birinin omzuna basarak yükselmek. Dedikodu yapmak. İşte o nedenle hep çocukluğumu özler dururum. Böyle şeyler yoktu o zaman. Düz yaşadık biz. Hilesiz hurdasız, dümdüz. "Çocukluk özgürce çember çevirebilmektir" demiştim yıllar önce. Bizim zamanımızda başka oyuncak yoktu ki. Memle

Resim

"Başkasında suç arama." "Terliklerini giydiğin yere evin denir." Bu gibi sözleri ara sıra yumurtlarım. Bazısını siler atarım, bazısını böyle yazarım. Siz de yapın. Aklınıza gelen ve başkasının söylemediği sözleri not edin. Lazım olabilir. Olmayabilir de. Aman ne fark eder. O size ait bir şeydir. Ne güzel.Mustafa'ya (Alabora) resim yapsana dedim. "B