Müjdat Gezen

Cumhuriyet

Survivor

"Hayatta kalabilmek" anlamına geliyor. Televizyonlarda pek çok çeşidini izledim. Adaya bırakılan çeşitli mesleklerden kadınlı erkekli insanlar yaşam savaşı veriyorlar veya iki kişi ormanda, denizde yiyeceğini bulmaya çalışıyor veya tek başına bir adam ıssız bir ada da ayakta durmaya çalışıyor... Bir de Acun Ilıcalı'nın yaptığı gibi, sportif ve eğle

Yaşamdan kesitler

İnsan, kendi yaşamından kesitler yazarken biraz zorlanıyor. Şunu mu yazsam, bunu yazmasam mı Acaba daha önce yazmış mıydım Bir süre takılıyor adamın aklına. Ayrıca, kişileri yazarken inanılmaz bir sansür beliriveriyor kafanızda. Şu kişiyi yazıp da bu kişiyi yazmazsam, acaba yazmadıklarım alınırlar mı Mesela kızımı yazıp, ablamı yazmayabilirim. O an

Venedik Film Festivali

1932 yılında Ali Özgentürk'ün yönettiği, Orhan Kemal'in ünlü eseri "Bekçi Murtaza" Venedik Film Festivali'nin yarışma bölümüne davet edilmişti. Murtaza'yı ben oynuyordum. Önce bir basın toplantısı yapıldı. Ali ve ben kürsüye çıkıp konuşacağız. Fakat bizden önce Dustin Hoffman filmini tanıtıyor kürsüde. Salon ana baba günü. Konuşması bitti. Bütün me

Hortumun kısa

2000 yılının sonbaharında ünlü yazar, ustam Sadık Şendil'in 7 Kocalı Hürmüz oyununu sahneye koydum. Bu oyunun benim yaşamımda çok önemli bir yeri vardır. Çünkü ben, Sadık Şendil ile "7 Kocalı" vasıtasıyla tanıştım. 1963 yılıydı. Şehir Tiyatrosu'nda çalışıyordum. Devrin ünlü komedi oyuncusu Suna Pekuysal aynı zamanda hem Şehir Tiyatrosu sanatçısı he

İyi insandan ne çıkar

"Hayatım boyunca iyi bir insan olmak için çalıştım." Tırnak içinde ama bana ait. Babam çok iyi bir insandı. Annem çok iyi bir insandı. O evi nasıl evirip çevirirdi, o dar bütçe ile nasıl kotarırdı hâlâ anlayamam. Evimizin kirası 50 lira idi. Ev sahibimiz Şahbaz amca zam istedi. Savaş yılları. Babam memur. Gelirimiz vasat. Annem masamızdan ne köftey

Bir dakika...

Yukarıda biraz söz ettim ya. En önemli bir dakikalardan biri de yılda bir defa, 10 Kasım'larda, saat dokuzu beş geçe yaptığımız bir dakikalık saygı duruşudur. O bir dakikanın içinde binlerce dakika vardır. Dokuzda uyanırım evimde. 10 Kasım'dır. Yüzümü evimdeki tek resim olan Mustafa Kemal Atatürk'e dönerim. O sırada Kalamış Marina'daki tekneler sir

Cumhuriyet

Yetmişli yıllarda "Ustalarım" adlı tefrikam yayımlanmıştı bu gazetede. 1996-97-98 yıllarında bu sayfalarda yazdım. Son iki yıldır yine sizlerle birlikteyiz. Cumhuriyet gazetesinin benim yaşamımda özel bir yeri vardır. Geçtik seksenimizi artık. Bu yaştan sonra yazabildiğim kadar yazarım, sonrası sadece sessizlik. Okulum ve Cumhuriyet yazılarım dışın

'Önemsiyorum'

"Önemsiyorum", "Değerli buluyorum", "Çok kıymetli"... Son zamanlarda en sık kullanılan popüler sözcükler bunlar... Genellikle TV konuşmacıları dile getiriyor... Bir ara: "Sıkıntı yok" çıkmıştı. Sıkıntının en çok yaşandığı son 20 yılın ürünü olarak. Zaman zaman böyle olur... Ama ben pek itibar etmem bunlara. Bir de yabancı sözcük kullanmamak için di

Paralel telefon

O zamanlar cep telefonu denen mobil bücürü henüz icat edilmemiş... Askerden döndüm. 1966 yılı. Film yönetmeni Feyzi Tuna işsiz olduğumu anlayınca, "Bir filme başladım, gel asistanım ol" dedi. Geceleri iş çıkışı genellikle onun evinde buluşuyoruz. Salonu geniş. Telefonu bir sehpanın üzerinde duruyor ama çalışma masasının üzerinde aynı telefonun para

Sadık abi

Sadık Şendil. Cumhuriyetin gülümseten yüzü. Hazırcevaplığı yazarlığı kadar ünlüydü. Devrin büyük tiyatro ustası Muammer Karaca, Sadık abiye bir oyun ısmarlıyor. Oyun harika olmuş. Muammer abi beğeniyor. Eli biraz sıkı. Sadık abiye diyor ki: "Sadık Bey, bu oyun için borcumuz ne olacak" Sadık abi utana sıkıla: "İki bin lira kâfidir Muammer Bey" diyor