Muhsin Kızılkaya

Haberturk

"Asılma Günleri"

1960 yılına kadar Türkiye'de idamlar meydanlarda, halka açık alanlarda, herkesin gözü önünde yapılırdı. Gazeteci ağabeyim, rahmetli Halit Çapın anlatırdı her vesileyle; ahali sabah erkenden kalkar, özellikle Sultanahmet, Eminönü Meydanlarındaki idamlara pikniğe gider gibi hazırlanarak gider, çoğu aile yanlarına çoluk çocuğunu da alırdı. O gün asıla

Cüneyt Arkın hiçbir filminde ölmemişti!

Hakkari'deki Lale Sineması'nda tanıdım onu. Çocuktum. Her ne kadar sinemada seyrettiğim ilk film onun değil, Yılmaz Güney'in "İnce Cumali"siyse de, Cüneyt Arkın'ı gördükten sonra Yılmaz Güney'in pabucunu dama attım ama bunu hiçbir arkadaşıma söylemedim. Lale Sineması'nın girişinde film saatini beklerken, "Teksas-Tommiks" kitaplarına belli bir mesaf

Yusuf Atılgan, Abdülbaki Gölpınarlı, William Faulkner

Dünyada hangi milletten olursa olsun; ününün doruğunda olan, yazdığı iki buçuk roman ve bir hikaye kitabıyla ölümsüzler arasına katılan, yaşadıkça yazdıklarının konforunu yaşama imkanı sahip bir yazar "Bir daha dünyaya gelirseniz ne olmak isterdiniz" sorusuna tereddütsüz "tekrar yazar olmak isterdim" karşılığını verir, buna adım gibi eminim. Zira b

Şeker Günü!

Anneler Günü, Babalar Günü, Gazeteciler Günü, Sigarayı Bırakma Günü, Kadınlar Günü, Tiyatrolar Günü, Barış Günü, Öğretmenler Günü ve adını sayamadığım bir yığın "özel gün" var bizde ve dünyanın her yerinde İsveç'te de özel günlerin içinde bir gün vardır ki adına "Şeker Günü" derler; kendi dillerinde "lördagsgodis" diyorlar, "lördag" "cumartesi" dem

"Hafıza Herkülü" veya Atatürk Yalman'ı nasıl afetti

"Ben bir bezirgânım kiDokunmuş bir metre basmam bile yokKomşulara üzüm için söz verdimHâlbuki bahçemdeBir tek asmam bile yok" demesine bakmayın; yaşadıkça hepimizden zengin olan (zira eşiyle cumartesi günleri Boğaz vapuruna biner, İstanbul yalılarından beğendiklerini satın alır, akşama da Bostancı'daki kiralık evlerine dönerlerdi) muzip, şakacı, de

"Hafıza Herkülü" veya Atatürk Yalman'ı nasıl affetti

"Ben bir bezirgânım kiDokunmuş bir metre basmam bile yokKomşulara üzüm için söz verdimHâlbuki bahçemdeBir tek asmam bile yok" demesine bakmayın; yaşadıkça hepimizden zengin olan (zira eşiyle cumartesi günleri Boğaz vapuruna biner, İstanbul yalılarından beğendiklerini satın alır, akşama da Bostancı'daki kiralık evlerine dönerlerdi) muzip, şakacı, de

Issız bir yerde lokanta açmak!

Jamtland bir bölgenin adıdır İsveç'te. Ülkenin ortasında bir yer. Derin, ıssız, sessiz, kışın bembeyaz, yazın yemyeşil bir uzak yerdir burası Bir tür özerk bir bölge gibi; göstermelik bayrağı var, bir yerel meclisi, bir başkenti var İsveç devletinin içinde kendini ayrı bir Cumhuriyet olarak görüyor; devlet de karışmıyor, bırak görsün diyor. Birçok

Devletin TAY'ları ve katibi, Demirel'in KIRATI, Stalin'in zulmü

Ankara-İstanbul uçağında "memlekette ona benzer hukukçular varsa umut vardır" dedirten önemli bir hukuk adamıyla yan yana düştük. Sohbet koyulaştı. İkimizin de ülke meselelerine bakışı birbirine çok yakındı. Nasıl olduysa şu yüksek mahkemelerin (Yargıtay, Danıştay, Sayıştay) adının sonuna eklenen "TAY"lara geldi söz bir ara. Sanırım Latin alfabesin

Yalnız ölmek!

Karikatür, Everest'in zirvesine çıkıp avazı çıktığı kadar bağırmaksa eğer bir sanatçının, memleketimizde oraya çıkıp en tiz çığlığı atmış olanlardan birisi olan Latif Demirci'nin ölüm haberinin içinde geçen "evde yalnızken düştü ve hayatını kaybetti" ayrıntısı üzerine düşünürken, Bülent Korman'dan, "Ne kadar erken ne kadar yalnız bir ölüm" mesajı g

İstanbul'un fethine dair Kürtçe bir kaside!

İslamiyet doğdu, İstanbul'un fethi Müslümanlar için bir ideal haline geldi. Resulullahın ümmetine gösterdiği bir hedefti onu fethetmek. Hazreti Muhammed'in gösterdiği bu hedefe ulaşmak ve peygamberin övgüsüne mazhar olmak için, erken dönemden itibaren bütün Müslüman hükümdarlar bu şehri fethetmenin bir yolunu aradı durdu. Emeviler üç kez, Abbasiler