Muhsin Kızılkaya

Haberturk

Cemaziyelevvelini bilmek!

Ucundan kıyısından ben de yetiştim ama daha çok okuduklarımdan biliyorum; eskiden gazete köşeleri, şimdi olduğu gibi bu kadar çok siyasi yazılarla dolup taşmıyordu. Siyaset yazarlığını işin erbabı yapar, geride kalan yazarların önemli bir kısmı da gündelik hayat, edebiyat, şiir, yemek, seyahat, sanat, mizah, roman, mimari, kültür, şehir, tiyatro, m

Nuri Sesigüzel'in türkü söylediği yıllardı!

Şair Murathan Mungan'dan desturla, "eskiden, çok eskiden"; "Hani erken inerdi karanlık Hani yağmur yağardı inceden Hani okuldan, işten dönerken Işıklar yanardı evlerde" İşte o günlerde Nuri Sesigüzel türküler söylerdi her yerde. Hani çok erken kalkmıştı Nazlı. Terzi kocasına kahvaltı hazırlamış, o da yanına oturmuş, yeni evlendiği yakışıklı kocası

Çehov ile Yakup Kadri ne yapmak istedi

Dünya edebiyatında hikaye deyince akla gelen ilk isim olan Anton Çehov'un "Köylüler"hikayesi 1897 yılında yayınlandı ve büyük bir fırtına kopardı Rusya'da. Bu fırtına bir süre sonra adeta bir entelektüel sarsıntıya dönüştü; Rus entelijansiyası birbirine girdi. Çehov, küçük bir hikayeyle "Rus ruhunun" en derinine inmiş, orada yatan kutsala kaleminin

Yaşadığım yere bahar yeni geldi!

Aniden geldi. Yaprağın ucundan düşen bir çiğ tanesi gibi Pıt diye düştü ağaçtan. Sessizce Başka yerde patlar bahar, burada sızar. Başka yerde kahkahayla gelir, burada ufak bir tebessümle. Çayırdan önce, insanın içinde çiçek açar. Düşündüm de neye bezer bu his Şiirden başka bir şey aklıma gelmedi. O halde şiir neye benzer Karlı bir kış günü, evleri

"Akıl Defteri"ne düşen hatıralar

Okuyup yazan herkesin böyle bir defteri muhakkak vardır. Bazen cepte taşınır, bazen çantada Çoğu zaman da çalışma masasında, dağınık kitaplar arasında durur, yanında bir kalem... Ben gittiğim her yere götürüyorum defterimi mesela. Yaş aldıkça hafızanın diskinde yer azalıyor. "Saklama alanınız doldu" işaretini de vermiyor beyin bize telefonumuzun te

Marifetli bir avam!

Bir yazarın ölümünün üzerinden 70 sene geçince, eserleri üzerindeki telif hakkı da kalkar; 70 seneden sonra o yazarın kitapları artık "amme malı" haline gelir. 2022'de; birkaç roman da yazdığı halde daha çok hikayeci olarak bilinen Memduh Şevket Esendal'ın da kitapları üzerindeki telif hakkı kalktı. Daha önce birkaç yayınevi tarafından basılan Esen

Nazım ile Hikmet veya Alim ile Şair!

Ahmet Tezcan'ın 2013'te çıkan "Kâfirûn" romanını o günlerde okumuş, bir kenara koymuştum. Ama romanın ikinci bölümünde anlattığı "İki Hikmet"in hikayesi o gün bugün hiç çıkmadı aklımdan. Anlattığı İki Hikmet'ten ilki, babası Kırşehirli kamyon şoförü Çerkes Hikmet'ti; onun da hikayesi Tolstoy'un dediği gibi bir yolculukla başlamış. Kamyon şoförü ya,

Zeki Demirkubuz'u dinlerken

Bundan otuz, otuz beş sene önce gazeteciliğe ilk başladığım yıllarda, şansıma hayranı olduğum bir yığın yazarla çalıştığım gazetede karşılaştım. Mesela, Çetin Altan'ı ilk defa Güneş Gazetesi'nde gördüğümde muhayyilemde nasıl bir dev tasarladıysam artık, "bu adam bu kadar ufak tefek miydi" dedim kendi kendime ve ağzında patlayarak çıkan kelimelere ş

Tolstoy ile Çehov Ölüm ile hayat!

Çehov dindar değildi, hatta Tolstoy'a göre "Tanrıtanımaz"dı. Tolstoy ise dindardı; onun dindarlığı ise ölüm korkusundan geliyordu. Ölüm korkusu Tolstoy'da bir saplantıydı, bu korku hem sanatına hem de özel hayatına çokça sirayet etmişti. Daha sabiyken annesini babasını kaybetmişti. Bir süre sonra da kardeşi Dimitri'yi kaybetti. Kardeşinin ölümünü,

İki derviş Neyzen ile Akif!

1880'li yılların başı, Bodrum'da mehtaplı bir gece, yedi yaşında bir çocuk, Tepecik Kahvesinde tahta iskemlede, babasının yanında, babası birileriyle muhabbette, çocuğun gözleri suyun üzerinde oyun oynayan ışıkta. Ay bakır bir tepsi gibi gökte, gümüş ışıkları yağmur gibi dökülüyor denize. Deniz öyle kıpır kıpır, avucuna alsan uçup gidecekmiş gibi..