M. Fahri Utkan

Yeni Asya

İstihrac-ı esrar veya hakikat keşşafları

Risale-i Nur'da hakikat, esma-i İlâhîye'nin eşya ve hâdisedeki tecellisi olarak işlenir. Âlemde her ne var ise her birinin hakikati de bütün kâinatın hakikati de İlâhî isimlere dayanır. Başa gelen, yaşanan, içinde olunan, hemen her şey İlâhi, bir ya da birçok esmanın tecelli ve tezahürü ile hakikat kazanır.Üstad, "Hakikat-ı mutlaka, mukayyet enzar

Bir elmayı halk eden kim ise...

"Evet, Nasıl ki bir elmayı halk edecek; elbette dünyada bütün elmaları halk etmeye ve koca baharı icad etmeye muktedir olmak gerektir. Baharı icad etmeyen, bir elmayı icad edemez. Zira o elma o tezgâhta dokunuyor. Bir elmayı icad eden, bir baharı icad edebilir.Bir elma; bir ağacın, belki bir bahçenin, belki bir kâinatın misal-i musağğarıdır. Hem sa