Bir elmayı halk eden kim ise...

"Evet, Nasıl ki bir elmayı halk edecek; elbette dünyada bütün elmaları halk etmeye ve koca baharı icad etmeye muktedir olmak gerektir. Baharı icad etmeyen, bir elmayı icad edemez. Zira o elma o tezgâhta dokunuyor. Bir elmayı icad eden, bir baharı icad edebilir.

Bir elma; bir ağacın, belki bir bahçenin, belki bir kâinatın misal-i musağğarıdır. Hem sanat itibariyle koca ağacın bütün tarih-i hayatını taşıyan elmanın çekirdeği itibariyle öyle bir harika-i san'attır ki: Onu öylece icad eden, hiçbir şeyden aciz kalmaz. Öyle de bugünü halk eden, kıyamet gününü halk edebilir ve baharı icad edecek, haşrin icadına muktedir bir zat olabilir." (Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, 10. Söz'den)

Şu bahar, şu kâinat adeta bir üretim tezgâhı gibi, ilk elma (veya her hangi bir varlık) yaratıldığından beri aynı şekilde işleyip bir elmayı veya bütün elma nev'ini üretiyor.

Bir elmanın üretilmesi, yaratılması için nasıl ki toprak, hava, su, ışık ve bir ağaç gerekliyse, bütün elmaların yaratılması için de aynı şekilde toprak, su, hava, ışık ve bir ağaç gereklidir.

İlk elmadan bu yana ne elmaların şekli, ne kokusu, ne de rengi ve yaratılma zamanları değişmediğine göre; demek hep aynı tezgâhta ve Vahid-i Ehad olan Biri tarafından yaratılmaktadırlar.

Bazılarının aklına gelip te, "..faraza zîşuur(şuur sahibi) bir elmaya (onlardan) biri dese, "Sen benim san'atımsın"; o elma lisan-ı hâl ile ona "Sus," diyecek. "Eğer bütün yeryüzünde bütün elmaların teşkiline muktedir olabilirsen, belki yeryüzünde münteşir bütün hemcinsimiz olan bütün meyvedarlara, belki bütün bahar sefinesiyle hazine-i rahmetten gelen bütün hedâyâ-yı Rahmâniyeye mutasarrıf olabilirsen, bana rububiyet dâvâ et." O elma böyle diyecek ve o ahmağın ağzına bir tokat vuracak." (22. Söz. 2. Makam. 8. Lema:484)