Kâzım Güleçyüz

Yeni Asya

Her sabah bir melâike diyor ki...

"Rivayet-i hadiste vardır ki, her sabah bir melâike çağırıyor: 'Ölmek için tevellüd edip doğup dünyaya gelirsiniz; harap olmak için binalar yapıyorsunuz.' "İhtiyarlar Risalesinin On Üçüncü Rica'sında aktarılan bu hadis, bilhassa büyük yıkım ve ölümlere yol açan deprem, sel, heyelan, yangın gibi afet ve musibetler sonrasında zihin ve duygu dünyaları

Püf noktası

17 Ağustos depreminden sonra 21.8.99 günü çıkan yazımızdan pasajlar:Depremin bir de manevî ciheti var. Eşyanın ve hadiselerin dizgini elinde olan sonsuz hikmet sahibi Yüce Yaratıcının böyle bir felâkete hangi sebep ve hikmetlerle müsaade ettiği suali, işin can damarı. Herşeyden önce, bizim inancımıza göre, dünya bir imtihan meydanıdır. İnsanoğlu im

Hâlâ ders almayacak mıyız

Teknoloji ve iletişimin "global köy" hâline getirdiği dünyada ülkeleri demokrasi, özgürlükler, hukukun üstünlüğü, şeffaflık gibi konularda objektif ve evrensel kriterlere göre değerlendirip, her ülke için "karne" hazırlayan bağımsız kuruluşlar var.Genelde senelik periyoda bağlanan bu çalışmalar neticesinde hazırlanan raporlarla, ülkelerin söz konus

Demokrasi niye gelmiyor

Üstadın 31 Mart olayını takiben kurulan sıkıyönetim mahkemesinde yargılanıp beraat ettikten ve akabinde İstanbul'dan ayrıldıktan sonra gittiği Güneydoğu'da aşiretleri dolaşıp meşrutiyetin demokrasinin güzelliklerini ve getireceği faydaları anlatırken, muhataplarının "Tarif ettiğin meşrutiyetin ne miktarı bize gelmiş ve niçin bütün gelmiyor" sorusun

"Milletin kalbi" devre dışı

Bediüzzaman Said Nursî meşrutiyetin Sultan İkinci Abdülhamid tarafından 23 Temmuz 1908 gecesi ikinci kez ilân edilişinden üç gün sonra Sultanahmet Meydanında düzenlenen mitingde îrad ettiği "Hürriyete hitap" nutkunda Meclisi "milletin kalbi" olarak nitelemişti.Ardından "ümmetin fikri" olan meşveret-i şer'iye ile "medeniyetin kılıcı ve kuvveti" olan

AB kriterleri ve dinimiz

Bundan on yedi yıl önce, 2008'de Risale-i Nur Enstitüsünün organize ettiği "Meşrutiyetin 100. yılında demokrasinin neresindeyiz" konulu panele konuşmacı olarak birlikte katıldığımız Cengiz Aktar, konuşmalarda AB bahsi de açılınca, program sonundaki özel sohbetimizde "Said Nursî'nin doğrudan AB ile ilgili görüşü var mı" diye sormuştu.Biz bu suale Üs

Cennet-âsâ bahar müjdesi

Yeryüzünün kuzey yarımküresi bütün ihtişamıyla bir bahar dirilişine daha sahne olur ve ama ülkemiz bu dirilişin ortasında çok ibretli kara kış tecellilerini yaşarken, Risale-i Nur'un birçok yerinde baharı Cennetle irtibatlandıran Üstad Bediüzzaman'ın 110 sene önce istikbal nesillerine söylediği "Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim; sizler Cennet-

Meclis hâkim, hükümet hizmetkâr

Bediüzzaman İkinci Meşrutiyet'in ilanının 3. gününde Sultanahmet meydanında düzenlenen mitingde irad ettiği ve bilâhare Selanik'te tekrarladığı "Hürriyete Hitap" nutkunda diyor ki:"Bu zamanda revâbıt-ı içtima sosyal bağlar o kadar tekessür etmiş çoğalmış ve levazım-ı taayyüş maişet ve geçim için gerekli şeyler o derece taaddüt etmiş çeşitlenmiş ve

İstibdatla kırılan şevk hürriyetle canlanır

Eski Said makalelerindeki çok önemli mesajlardan biri, "İstibdat herkesin şevkini kırıp atalete sevk ediyordu" cümlesinde (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 82).Demek ki, istibdadın sebep olduğu bir olumsuzluk da, insanlardaki şevki söndürüp onları tembelleştirmesi. "Neme lâzım, başkası düşünsün" sözü için Üstadın yaptığı "istibdadın yadigârı" niteleme

"Meyl-i riyaset kıyamete kadar haşrolmasın"

Bediüzzaman'ın meşrutiyet döneminde kullandığı "Riyaset-i şahsiyenin kat'iyen aleyhindeyim" ifadesini, Türkiye'nin tek adam rejimine geçişe zorlandığı süreçte, 16 Nisan 2017 referandumu öncesinde ısrarla dikkatlere sunduk.Eski Said döneminden itibaren eserlerinde "Zaman şahıs değil, şahs-ı manevî ve cemaat zamanıdır" diyerek meşveret ve kamuoyunu v