İsmail Kılıçarslan

Yeni Şafak

Bir otobüs terminali için şarkı

Oturmuş hesap yapıyorum ve ben muhasebeden anlamam.Anlasaydım gelir gider dengeleri üzerine kafa yorar, cari açığımı sıfırlamaya çabalardım. Oysa gelen gitti benden. Bazısının işi bitti. İşi bitince gitti. Ben de her seferinde "insana yakışan bu mudur" sorusunu sorarken yakaladım kendimi. İnsana neyin yakışıp neyin yakışmadığını merak etmeyi bıraka

Siz bir taraf, biz bir taraf

Murat Ağırel'i bilenleriniz, tanıyanlarınız vardır. 2018 seçimlerinde İYİ Parti'den aday olmuş ancak seçilememiş bir gazeteci. Şimdilerde Yeniçağ Gazetesi'nde çalışıyor, sık sık da Halk TV'de görünüyor.Aslında biyografisi ilginç biri Ağırel. Memleket Sevdalıları Derneği'ni kurmuş, Ergenekon safahatında önce tutuksuz yargılanmış, ardından "terör örg

Yolun sonundaki karanlık

"Kaç kişi benimle birlikte olmak için para teklif ediyor, senden para istemiyorum."Sabah sabah "memlekette ne olmuş" diye haber sitelerini gezerken karşıma çıkan ve sadece 13 yaşındaki bir erkek çocuğuna kurulan bu cümleyi idrak edebilmem için bir kez daha okumam gerekti. Cümle, kamuoyunda "Ciciş Kardeşler" diye bilinen o iki müptezelden birine ait

Sufilerin El Kitabı yahut süte çağrı

"Hikmet, bir şeyi tam ve eksiksiz yapmak ve ortaya koymaktır. Bilgi açısından bir şeyi gerçekleştirmek ve yapmak; söz açısından o şeyi veciz ve çağrışımlı ifade etmek; uygulama açısından mükemmelen yapmak ve kemale erdirmektir. 'Hikmet üç topluma indirilmiştir: Arapların dillerine, Çinlilerin ellerine, Yunanlıların akıllarına' denmiştir. Allah Teâl

Ey Muntakim olan!

İsmi bende mahfuz, nasıl derler, "aslan gibi" bir adamla tanıştım geçenlerde. Türkiye'nin savunma sanayii hamlesinde aldığı rolü konuştuk. Yurt dışından ambargo koyulan bazı teknolojileri tak diye üretip şak diye takmış mühimmatlarımıza. Sohbetin bir yerinde şöyle bir şey söyledi arkadaş: "Abi, çocukken bir gün televizyonda, İsrailli çapulcuların b

Bir romantizm meselesi: Türkiye'de tarım

Mustafa Kurdaş dostumuz haklı. Bakanlığı boyunca ağızlarını açıp tek kelime etmedikleri Bekir Pakdemirli görevden alınır alınmaz ona veryansın eden bazılarının tavırlarındaki o "tuhaf ton" oldukça can sıkıcı.Yazılarımı takip edenler pekâlâ hatırlayacaklardır. Bakanlığı esnasında Pakdemirli'yi isim de vererek oldukça sert eleştirdiğim 3-4 yazım var.

Dursak mı biraz

Bu ıssız dağ başında dursak mı birazŞu iflah olmaz doğa romantikleri gibi taştan ocaklar yapar, çalı çırpıyla ateş yakar, pahalı ekipmanlarımızı göstere göstere internetten aldığımız daha da pahalı kahve takımlarımızla kahve pişiririz. Adına da "doğaya kaçış" deriz. Yeteri kadar havalı bulmazsak durumu, çok pahalı bıçaklarımızı çıkarır, ağaçlardan

Hesabını Allah'la mı yaptın

Başlık benim değil bugün. Çok sevdiğim bir dostumun önerisi. Aslında yazı da onunla yaptığımız uzun sohbetten neşet etti.Mesele "kendi küçük hikâyelerini birdenbire büyüten" bazı aktörler üzerinden gelişti.Mesela şu: Bir hoca var. Uzun süredir Müslümanlardan tiksiniyor, İslamcılara da ağzından köpükler çıkararak saldırıyor. Sekülerlerin duymak iste

Ukrayna'nın bana öğrettiği

İlk öğrendiğimi hemen yazayım. Memleketin solcularının ve solcumsularının bayık bir romantizmle tapındığı Grup Yorum var ya. Hani doğrudan DHKP-C'nin doğal uzantısı olarak varlığını sürdüren Grup Yorum. Onların Moskova konserinde okudukları ve Rus tanıtım ajansının bile yazamayacağı o "Ukrayna işgal bildirisi" bana her türden ideolojinin aslında sa

Çakır Ağa'nın koyup gittiği dünya

Çakır derlerdi namına. Gözlerinin masmaviliğinden mülhem. Ağalığı doğuştan değil, sonradan kazanılmıştı. Üstelik parayla, zenginlikle ilgili değildi. Sert bir dünyanın sert bir adamıydı rahmetli. Doğru bildiği doğruları da, yanlış bildiği doğruları da aynı sertlikte, aynı şiddetle yaşadı ve uyguladı hayatına. Aslına bakılırsa çocukluğunu yahut erge