Kalsın o sende ve seninle. Gecenin ve gündüzün sahibini, açığın ve gizlinin sahibini, uzayan hikayelerin ve kısacık mutlulukların sahibini anıcak aydınlansın yüzün. Aydınlansın ki şairin "bir şulesi var ki şem-i canın fanusuna sığmaz asumanın" dediği yerde bulasın kendini. Geçesin kendinden. Öyle geçesin ki şarabı serap bilesin. Serabı sahi zanned
"Niçin açıyorlar" başlıklı yazım, evet, epeyce konuşuldu ama benim açımdan yazının kamuoyunda karşılık bulup konuşulmasından daha önemlisi başını farklı nedenlerle açmış pek çok kadının bana bir şekilde ulaşıp benimle mesele üzerinden olumlu-olumsuz etkileşime girmeleriydi. "Sıraladığınız nedenler önemsiz, ben inancımı kaybettim, onun için açtım ba
Yeni Şafak İSMAİL KILIÇARSLAN - Niçin açıyorlarSeneler önce sevgili arkadaşım Bünyamin Yılmaz'dan dinlemiştim. Rahmetli tiyatrocumuz Hasan Nail Canat, uzun sakallarıyla Fatih'te bir eczaneye girer. Eczacı, masanın ardından bir telaş gelip Hasan abinin sakalını avuçlar ve avcundan arta kalan kısımlar için gayet sert bir üslupla "hacı, bunları kes,
O gecenin gündüzünde bir arkadaşımın şöyle dediğini hatırlıyorum: "İnsanı sonuca varmak zorunda olan bir hayvana çevirdiler. Herkes bir yere varmaya çabalıyor. Kimse yolda olmanın güzelliğine talip değil." Menzile ulaşmaya çabalamadan yolda olmanın, dahası yolda kalmanın güzelliği. Ne zor, ne uzak bir hedef artık... Sıkıştığımız köşelerde imkansız
Yeni Şafak İSMAİL KILIÇARSLAN - Peki, ben deli miyim"İmkânsız pozisyon: Yeni bir erdemliler topluluğu" yazımın yayınlandığı gün yani geçtiğimiz salı, Kütahya'da, imam hatip öğrencileri ile bir konferansta bir araya geldim. Konferansın sonunda genç bir hafız kardeşimiz şu soruyu sordu: "İsmail abi, İcma'yı niçin inkâr ediyorsun"Öyle üzücü bir deney
Tam da beklediğim gibi "anlamlı bir sessizlik" ile karşılandı "Bu toz topraktan ne çıkabilir" başlıklı yazım. İslam'ın bu verili dünyaya ne söyleyebileceği meselesini, üstelik sertçe konuşmaya çabaladığım bu yazımın karşılaştığı bu sessizliği iki temel hususa bağlıyorum. Birincisi ve en önemlisi, tüm dünyada 20. Yüzyıl boyunca Müslüman-dindar kimli
Esmerdir. Parasız yatılıdır. Başkalarının mayıs ayında doğmasına aldırmaksızın "gulan" ayında doğmuştur. Size baktığında gerçekten birinin size baktığını anlarsınız. Bakışları belki de "ruhunun evliyalarınca" örüldüğü için böyledir bu. Böyle yazmışım ocakların birinde, senelerin biri başlarken. Çünkü esmer ve parasız yatılı olduğumuzu unutmamak içi
Yeni Şafak İSMAİL KILIÇARSLAN - Bu toz topraktan ne çıkabilirBelki görmüşsünüzdür. Afganistan'da iktidarı ele geçiren Taliban'ın "kızlar okula gidemez" kararının tartışıldığı günlerde Ezher şeyhi "kadınların eğitim hakkı vardır, ellerinden alınamaz" minvalinde bir açıklama yayınladı.Bu açıklamayı Nevşin Mengü de görmüş. Şöyle yazdı: "El-Ezher Üniv
Yeni Şafak İSMAİL KILIÇARSLAN -Akif, memleketi nasıl kurtardı"Bir kere o müsellah haydutlar ortalarına aldıkları biçareden parasını isteseler, üzerindeki elbisesini isteseler, ayağındaki pabucunu, başındaki külâhını isteseler biz de vermesini tasvib ederdik. Lâkin bununla kanaat etmiyorlar ki. Biçare herifin kollarını, bacaklarını kestikten sonra:
Nefes almaya çalıştı önce. "Bu, uzun bir hikâyenin bitmeyecek sonuydu" desem de olurdu. Oysa her şeyin başka türlü olduğu bir yer vardı. İkisi de biliyordu bunu. Her şeyin başka türlü olduğu ama asla gidilemeyecek bir yer. Uzak olduğundan değil. Zaten gidememenin ölçü birimi nicedir "uzak" değil. Bunu biliyor olmalısınız. "Ah Cahit Bey, çok zor" de
© 2016