Hattatlar bin yıl dayanacak eserler yazar, günübirlik işlerle oyalanmazlar. Ankara Hamamönü'nde Tacettin Dergâhına yakın bir konağı sanat merkezi yapmış, hattatları müzehhibleri bir araya toplamışlar. Hoş olmuş, güzel bir mekân... Sağ olsun Hattat Ebûzer Özkan Bey bizimle ilgileniyor, vakit ayırıyor. Samimi bir insan, sohbeti dinleniyor. Dilerseniz
İran ezik meyveleri, patlak kavun ve karpuzları arılara yedirip kolay ürün alıyor. Bizim arıcılarımız yayla yayla dolanıyor ama rekabette zorlanıyor. Arılar berrak su, temiz hava, bol çiçek ve yüksek rakımdan hoşlanırlar. Hâliyle Hizan, Pervari, Bahçesaray ve Şemdinli balları öne çıkar. Havali zengin bir bitki örtüsü ile kaplıdır, arıcılık için bul
Birinci Murad devrinde Orta Avrupa karmakarışıktır. Sırplar, Macarlar, Arnavutlar birbirlerini kırar ve artık Bizans hâkim değildir sahaya. İmparatorluk suni teneffüsle yaşar, Osmanlıya vergi ve asker vermeyi kabullenir hatta. Sultan'ın emrinde Lala Şahin, Evrenos Gazi ve Hacı İlbeyi gibi bulunmaz komutanlar vardır; yerli halkı da hoş tutar, gönüll
Mardin, Harput ve Hasankeyf'e yerleşen Artuk-oğulları küçük bir beyliktir ama büyük eserlere imza atarlar. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) "Kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Kaybolana yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırman da sadakadır" buyururlar. Ecdadım
Açın dünya haritasını Atlas Okyanusu'nun güney batısında 0,5 uçlu kalemle atılabilecek birkaç nokta göreceksiniz; İngilizler "Falkland", İspanyollar ise "Guerra de las Malvinas" der o adacıklara. Cem'an 776 parça. Nüfus 3 bin, yüz ölçümü 12 bin km civarında. Keşfedildiğinde (16 YY) martılarla penguenler hâkimdir adaya. Yeri itibarı ile mühimdir, At
Biz çocukluğumuzda çam kabuklarından kayık oyardık. Kolay işlenir ve güzel yüzerdi. Bazı arkadaşlar yelken ve dümen takarlardı hatta. Marangoz atıklarına bayılırdık sonra. Birkaç parça seçer "Bu benim ossun mu" derdik ustaya. Ve o, bizim olurdu mutlaka. Kalemi aynı kalfalar gibi kulağımıza takar, çıtalardan kılıç, uçurtma çıkarırdık, takozlardan ot
Lunapark ruletlerine sen koyarsın, o koyar, öbürü koyar, hiçbir şey koymayan alayına el koyar... Çocukluğumuzda bayram namazını müteakip avluda toplanırdık, hâl hatır sorulur, kucaklaşılır, hasretler buluşur, dargınlar barışır. Senin gibi tıfılların kafası defalarca okşanır, cebine şık şık mangırlar atılır. Para uzatanlara "Yok almiym efendim" diye
Tarihî belde yeniden kuruldu. Vatandaş 200 bin liraya ev sahibi oldu, şimdi 1,5 milyon lira! Hasankeyf'e ilk gittiğimde dia çekmiştim, demek 25 yıl geçmiş aradan. Mardin ve Midyat'tan gelip Batman'a uzanan asfalt kasabanın içinden geçiyordu. Yol boyunda kırık dökük kahveler, lokantalar... Üzerlik, kilim, heybe, tiftik seccade, keyfiye asılmıştı eğr
Allah için namaza! Resulullah için salevata! Meyyit için duaya Uydum hazır olan imama. Yatan hasta için vakit kolay geçmez. 724 bakarsın tavana. Ne çizgi, ne motif, bembeyaz badana Hele o "yoğun bakım" üniteleri Gün doğmaz, ay çıkmaz. Öğlen mi, yatsı mı belli olmaz, vakitler karışır, jetlaga bağlarsın sonunda. Floresanın önündeki ızgarada sağdan so
Geçen kahvedeyiz kankam "Sen iyice çizdin ama" dedi, "bağımlısın telefona!" -Onu da nereden çıkardın şimdi Elindeki mecmuadan okuyarak sordu; "Evden telefonsuz çıkabiliyor musun" -Yoo hayır asla. -Şarjım biter diye korkuyor musun -Herhâlde yani. Kim korkmaz -Kendi adını aratıyor musun, bakalım ne yazmışlar -İşimiz ne başka -Ellerin fotoğraflarını d
© 2016