Haşmet Babaoğlu

Sabah

Erkeklik, otorite ve budalalıklarımız...

Yaşını başını fena hâlde almış bir adam, yiyecek içecek servisinin yapıldığı yere yaklaşıyor... İçeriye bakıp tost kısmındaki genç kıza bir şeyler söylüyor. Eyvah! Ağza alınacak şeyler değil, felaket! Üstelik boyunu bosunu görmekten de bahsediyor... Hakaret, hatta bir nevi taciz... Ne dediğini biliyor mu acaba Bu sözleri işiten bütün çalışanların h

Şimdiki çocuklar...

Çocukların bilgiye ihtiyaçları var mı Ebeveynler ve öğretmenler öyle düşünmeyi seviyorlar... Oysa şimdiki çocuklar ihtiyaçlarından çok daha fazlasını biliyorlar; hem de sular seller gibi... İlkokul üçüncü sınıftaki bir çocuk her gün sadece on dakika ekranlarla ilişkisi olsa, çevresindeki yetişkinleri hafife alacak enformasyon sahibi oluyor; hızlıla

BM'ye söylenecekleri buraya yazamam!

Böyle bir dünya düzeninde olacak olan budur... Adalet bu kadardır... Merhametin bile Siyonizm tarafından filtrelendiği bir düzen bu... *** Birleşmiş Milletler'e bağlı gözlem kuruluşu Entegre Gıda Güvenliği (IPC) raporunda 15 Ağustos itibarıyla Gazze'de kıtlık başladığı doğrulanmış... İçinizden öfkeli bir dalgacılıkla "hadi canım!" dediğinize, emini

Kim kandırdı bizi

İlle de mutlu olmamız gerekiyor diye kim kandırdı bizi.. En fenası da şu ki... Sürekli mutluluğun mümkün olduğuna kim inandırdı *** Kapitalizm bunu hepimizi "çılgın bir tüketici" yapmak için kullandı, tamam! Devletler de az değil ha! Siyasetten başka her şeye ve en çok da "mutlu olma"ya kafayı takmamızı sevdiler. Birbirinden garip aidiyet cemaatler

Haftanın notları: Eğlenmeye değil, neşeye muhtacız

Bazen TV'lerde karşıma çıkıyor... Şarkıcı, tiyatrocu, sinemacı konukların bulunduğu programlarda şöyle şeyler söyleniyor: "Ayyy harika! Şu an en çok buna, yani eğlenmeye ihtiyacımız var." Ardından kahkahalar ve "Çok doğru vallahi" nidaları geliyor. Nasıl yani! Yahu hayatınız eğlence zaten, diye mırıldanıyorum onları izlerken... Bir şeyler yine de y

Barış palavrası, savaş gerçeği

Ekranda değilim, çubuğum yok, lafı dolandırmayı da sevmiyorum, dümdüz söyleyeyim... Trump barış yapıyor diye anlatılıyor, barış aşağı, barış yukarı... Aldırmayın, şova kanmayın! Trump barış yapmıyor, DÜNYAYI SAVAŞA HAZIRLIYOR. Bu gerçeği kafanıza çakın... *** Yeni "Amerikan Dünya Düzeni" için son rötuşları yapıyor Trump... Becerir beceremez ayrı ko

İhtiyarlara yer yok... mu

"Oğlu her gün işe gidiyor, mecbur; ameliyatlı ihtiyar annesi evde yalnız kalıyor, aslında dolu kardeşi var, evli barklı hepsi, biraz da onlar bakamıyor muymuş annelerine" diyor... Gözü yaşarıyor anlatırken... "Kadıncağız küçücük bir odada sabahtan akşama yatıyor, ara ara ağlıyor; pencereden dışarı bile bakamıyor, çünkü yukarıda..." *** Bir arkadaş

Orada açık açık pazarlık, burada beden dili!

Alaska zirvesi sırasında bizim TV kanallarına çıkan arkadaşlara sormak istiyorum... Hiç gülmeniz gelmedi mi Hiç mi şu stüdyoya doluşmuşuz, kameralar karşısında ne yapıyoruz biz, demediniz Hiç mi söylediklerinizden şüpheye düşüp, "Ne konuşuyoruz biz yahu" diye düşünmediniz *** Mimikler, jestler, bakışlar, duruşlar... Bitmez tükenmez ve ipe sapa gelm

Hınç

İnandığımız gibi yaşamak yerine yan gelip yatmaya son versek mi artık... Kendimizi atalarımız gibi sanmaktan ve geçmişi bugünün üzerine serip altındaki dağınıklığı saklamaya çalışmaktan vazgeçsek mi *** Hele hele... Büyük sözler söyleyince büyük olacağımızı düşünme yanılgımız yok mu, o bitiriyor bizi... En fazla büyükleniyoruz çünkü... Kime Hep bir

Yorgun yazlıklar ve gelip geçmek

Sabahın erken saatleri... Artık emekli çiftlerden başka kimsenin oturmadığı, torunların iki günlüğüne bile uğramadığı, begonvillerin susuzluktan kuruduğu, betonun çatlayıp dökülmeye başladığı yazlık sitelerin önünden geçiyorum. Atletli, şortlu ve gözleri hâlâ uykulu bakkal, kola kasalarını dışarıya taşıyor. Her tavrından belli oluyor; dükkânı devre