Halime Gürbüz

Türkiye

Anne kokusu

Tüm annelerin, anneannelerin, babaannelerin, ninelerin,vicdanını anne olan tüm koca yürekli kadınların veanne şefkatiyle evlatlarınıbir başına büyüten babaların Anneler Günü kutlu olsunEvet artık büyüdük. Bizi ağlatacak tek şeyin, elimizden alınan oyuncak olduğu zamanlarda değiliz. Ama hâlâ ihtiyacımız var ona; Annemize ve onun sıcak kucağına. Koll

Tevazu, kalbin amelidir

Buluttan deniz üzerine bir damla damladı. Denizin genişliğini görünce de utandı. Kendi kendine;"Deniz bulunan yerde ben kim oluyorum Eğer o varsa, ben yok sayılırım!" dedi.Damla kendisini küçük gördüğü için, sedef onu bağrına bastı, nazla besledi. Kader o damlayı öyle yükseltti ki, sultanların taçlarına lâyık inci oldu.Damla kendisini alçak gördüğü

Medeniyet dediğin

Güzel çizgi filmdi"Heidi... hayyyyyyyyyyydiii... deine welt sind die bergeee, Heidiii, Hayydiii"Çocukken Heidi'yi izleyenler, Alp dağlarının o özgür ruhlu, al yanaklıkızıyla içten içe bir bağ kurmuştur mutlaka. Hani şu ayakkabı giymeyi sevmeyen, çıplak ayakla dağ bayır dolaşan sevimli kız Ama gelin görün ki, Heidi'nin bu 'özgürlük' hâli belki de sa

Onlar hisseder...

Depremden sonra kimi görsem kedisinin, köpeğinin, kuşunun gözünün içine bakıyor; acaba huzursuz mu, acaba sıra dışı tepki veriyor mu diye. Ninem "onların gözünde perde yok" derdi. E onlar hissediyor, benimkilerin hiç umurunda olmasa daEfem, Titanik'in trajik hikâyesini çoğu kişi bilir, ancak gemide yaşayan ve muhtemelen olanları hisseden tek kişi o

Geçmiş olsun

Hiç yerinde durmayan, duramayan biri olarak o gün hareketsiz sadece etrafa baktım. Tansiyon mu, vertigo mu, depresyon mu neyim var ki deyu kendime teşhis koymaya çalışırken birden ayağa kalktım! Hasta yatağındaki annemi kaldırıp "Ben iyi değilim,gel sarılalım helalleşelim" dedim. Kadıncağız şaşırdı, sarıldı. Ve tam o anda sallanmaya başladı!..Yine

Belgesel

Kime sorsan hep belgesel izliyor ama nedense şu leş programlar reyting rekorları kırıyor. Neyse, herkesin vebali kendine. Biz dönelim kendi belgeselimizeEfem, Serengeti düzlüklerinde sıradan bir gün, kowamkabobo yeni güne uyanıyor. Çita Simba, bugünkü avdan eve eli boş dönüyor. Hojjtur, ama bize ne Bizim konumuz tatlı bal porsuğuİsmi "bal porsuğu"

Notlar

Eski Türk yazıtlardan birinde şöyle yazar;Kuzu dizlerinin üzerine çökerek annesini emer,Karga yaşlı annesini besler;Bunun adı;'saygılı davranmaktır.'Horoz şafak vakti öter,Yaban kazlarıHer bahar kuzeyeHer sonbahar güneye uçar;Bunun adı:'söz tutmaktır.'Yeşilbaş ördeği, angut kuşu eşini kaybettikten sonra ölene kadar yeni bir eş bulmak istemez.Bu:'sa

Karınca misali

Bir karınca yuvasında küçük bir karınca yaşardı. Ne en güçlüydü ne en hızlı, ne de en zeki. Ama onu diğerlerinden ayıran bir özelliği vardı; 'başkasının acısından' gözünü asla kaçırmazdı. Bir karınca yorgunluktan buğday tanesini yuvaya taşıyamadığında, hiç tereddüt etmeden yardım ederdi. Bir başkası tökezlediğinde, onu ayağa kaldırmak için uzanırdı

Bir hikâye

Bir zamanlar bir ülkede halk ayaklanır hükümdara karşı. Kendilerince haklılardır da.Ne adalet ne düzen kalmıştır ülkede.Hükümdar, ayaklanan halkı meydandaki devasa havuzun etrafında toplar ve bir konuşma yapar;"Eğer isterseniz benden çok kolay bir şekilde kurtulabilirsiniz.Böyle isyan etmenize hiç gerek yok, şimdi ben bu havuzu boşalttıracağım, üze

Evlat

Yaşlı ana şehirdeki oğullarına mektup yazar:Köyümüz şehirden yüksek mi yüksek,Baban ihtiyarlıyor oğul, bilmem netsekSöz dinlemiyor artık ahırdaki eşek,Gelinlerden biri gelip, hizmet etse oğul!Sizi 9 ay 10 gün karnımda taşıdımBeş oğul bir kızım için yaşadımŞimdi hâlim kalmadı, gençliğimi boşadımGelinlerden biri gelip, hizmet etse oğul!Köyde bacalar