Fatih Yüksektepe

Milli Gazete

Zulme Secde Eden Vicdan(sız)lar!

Yıllar geçti, göz göre göre akıyor hala kan, Bir yanda işgalin gölgesinde yanan Filistin, Öte yanda tahtlarında oturan suskun efendiler — Sözde ümmetin hamisi, gerçekte korkak yığınlar. --- Saraylarının kubbelerinde yankılanmadı öfke, Bir yumruk bile kalkmadı göğe, Kınamalar, bildiriler ve ezberden okunan nutuklar — Hepsi sahte birer perdeydi zulmü

Herkesleşmek!

Günümüz dünyasında, "herkesleşmek" neredeyse bir toplumsal mecburiyet, bir alışkanlık haline gelmiş durumda. Aynı şekilde düşünmek, aynı şekilde yaşamak, aynı şeyleri sevmek ve benzer hedeflerin peşine düşmek, adeta beklenen normlara dönüşmüş. Kendi sesini duyurmak, kendi renklerinle var olmak ise fazlalık gibi görülüyor artık. "Herkes" olmak, çoğu

Düşünmenin yalnızlığı!

İnsan; düşündükçe ağırlaşır, öğrendikçe derinleşir, hissettikçe hassaslaşır, sevdikçe olgunlaşır, anladıkça yalnızlaşır, yalnızlaştıkça yalınlaşır, yalınlaştıkça da kendini yeni baştan inşâ eder. Bu meşakkatli süreçte ruhuna kazıdığı her yeni hakikat, gönlüne bir kat daha yük bindirir. Zira insan-ın "olma" yolcuğu yalnızca zihnî değil, yüreği de uy

Zihnin işgali: Beşinci nesil savaşın sessiz cephesi!

Savaş denince aklımıza genellikle barut kokusu, dumanlar içinde ilerleyen tanklar, gökyüzünü yaran jetler ve yerle bir olmuş şehirler gelir. Ancak artık savaş, bildiğimiz savaş değil. Modern çağın cepheleri toprak değil, ekranlardır. Kurşun yerine veri, tank yerine algoritmalar, siper yerine dikkat ekonomisi vardır. Artık savaşlar, zihinlerde başla

Göç ve hicret: Kısa bir bakış!

İnsan, hayata gözlerini açtığı anda bir yolculuğa başlamış olur. Bu yolculuk, yalnızca mekânlar arasında değil, zamanla, anlamla ve varlıkla da kurulan derin bir ilişkiler ağını içerir. Doğduğu toprakta kök salar insan; ama aynı zamanda, o kökün verdiği güçle başka diyarlara uzanır, başka iklimleri solur, başka manzaralarla yüzleşir. İşte bu "yüzle

Su gibi olmak!

İnsan, yaratılışın sırlarına kulak veren bir gönülle baktığında, her şeyde bir anlam, her harekette bir mana bulur. Varlık âleminde en sade, en sessiz ve en uysal görünen suyun bile derin bir öğretisi, tasavvuf ehlinin deyişiyle "bir hal dersi" vardır. Su, sadece bir madde değildir; Hakk'ın kudret elinden damla damla dökülen bir aynadır. Su, varlığ