Emin Pazarcı

Akşam

Çirkin, çok çirkin

Çürümüş bir zihniyetle karşı karşıyayız. Kuralsızlık, kuralları olmuş. Devleti de adeta aşiret zannediyorlar. "TÜİK'i tanımıyoruz" diyorlar. Yargı kararlarını takmıyorlar. Türk Milleti adına karar veren mahkemelerin işlerine gelen kararlarını alkışlıyor, işlerine gelmeyenlerini "tu-kaka" ilan ediyorlar. Devletin bakanlıkları ile savaş halindeler. H

Buralar kimin

Çok kalabalıktılar, ellerinde silahlar vardı. Önce köye dönen çobanların önünü kestiler. "Buralar kimin" diye sordular. Çobanlar çocuk yaştaydılar, soru karşısında şaşırdılar. İçlerinden en büyük olanı "Buralar, önce Allah'ın, sonra devletin, sonra da bizim" cevabını verdi. "Hayır" diye bağırdı, silahlı eşkıyanın başındaki katil: -Buralar bundan so

Fetihten dönmedik biz

Türkiye'de çıta ne kadar yükselmiş. Beklentiler hangi ölçüne büyümüş. İşte size örneği... NATO'nun Madrid'de yapılan Liderler zirvesinde, İsveç ve Finlandiya ile masaya oturduk. Üçlü bir toplantı yaptık. NATO üyeliklerinin önünü açmak için, kollarının altına bir ev ödevi sıkıştırdık. Hiç mutlu olmadılar, "yapamayız" diye direndiler. Ama nihayetinde

Daha çok terleyecekler

Madridİspanya-Madrid'de yapılan NATO Liderler Zirvesi'ne Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında yapılan mutabakat damgasını vurdu. Her iki ülke de Türkiye'ye bir dizi taahhütte bulundu. Üstelik bu sadece sözde kalmadı, bir de metne ve imzaya bağlandı. PKK zaten malum; onun yanına bir de YPG ve FETO eklendi. İsveç ve Finlandiya, hepsi ile mücadele ve

Alışacaklar artık

Yalnızdık, tektik, ABD'nin peşine takılmış gidiyorduk. Önemli bir hedefimiz de, planımız da yoktu. Binlerce yıllık tarihimizi ve Osmanlı'nın mirasçısı bir ülke olduğumuzu çoktan unutmuştuk. Fuzuli'nin ünlü dizelerinde anlattıklarına benziyordu durumumuz: "Ne yanar bana kimse ateşi dilden özge Ne açar kapım kimse bad-ı sabadan gayri." Üstüne ilavete

İllüzyon siyaseti

Artık çadır tiyatrosuna döndü bu iş. İllüzyon (gözbağcılık) siyasetin ana malzemesi haline geldi. Daha düne kadar utanılacak tavır ve hareketler, günümüzün alkışlanan eylemlerine dönüştü. Siyasette bir ilkesizlik normu oluştu. Salla sallayabildiğin kadar... Yalanın, iftiranın, çarpıtmanın hiçbir bedeli yok. Her gün yeni örnekleri ile karşılaşıyoruz

40 yıllık mesele

Yeni değil, 40 yıldır yaşıyoruz bunları. Neyin ne olduğu, kimin ne yaptığı açık ve net olarak belirlenmiş durumda. Aradan geçen 40 yıllık süre içinde bu konuda yapılmış tespitler ve alınan mahkeme kararları var. Sezon açıldı ve yine aynı görüntüleri yaşıyoruz... Orman yangınlarından bahsediyorum. Bunların bir kısmı mevsimsel ve doğal sebeplerden or

Ne farkları var

Son günlerin önemli bir tartışma konusu da CHP-HDP arasındaki alışveriş ve ilişkiler. Bu konuda "Yok efendim öyle şey olur mu" söyleminden, "CHP eşittir HDP"dir" tespitine kadar çeşitli değerlendirmeler yapılıyor... Peki, gerçekte durum ne Yapılan açıklamalara ve atılan adımlara bakmak lazım: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi Olaylarına sü

Yönetemeyen Başkan!

Sabah kalkıyor, "Türkiye yönetilemiyor" diyorlar. Akşam yatana kadar benzer sözleri dillendiriyorlar... Doğru, Türkiye istedikleri gibi yönetilmiyor! Ama o Türkiye, dünyadaki pek çok gelişmeyi de yönetip yönlendiriyor. Sıkıntı da bu zaten! Üç gündür Azerbaycan'daydım. Oranın bağımsızlıktan bu yana gösterdiği gelişmeleri yakından takip ettim. Neler

Yedili Masa ve paydaşları

Hayır, Altılı Masa değil. O sadece milletin önüne konulan ve servis edilen bir görüntü. Perde arkasına bakılırsa, aslında masada yedi asli aktör var. Yetmez, bir de dışarıda bunların paydaşları bulunuyor... Milletin önüne konulan fotoğraf, buz dağının görünen bölümü. HDP de o masanın bir parçası. Hatta eskilerin değimi ile mütemmim cüzü! Yani, ayrı