Abdüllatif Uyan

Türkiye

"Bunlar, insan sözüne benzemiyor!"

Tufeyl bin Amr (radıyallahü anh) Mekke'ye geldiğinde müşrikler ona dediler ki: "Sakın Muhammed'le görüşme!" O da, kulaklarına pamuk tıkadı. Efendimiz namaz kılıyordu. Gidip yakınında durdu. Efendimizin okuduğu Kur'ân-ı kerîmi işitince hayran oldu. İnanılmaz bir haz duydu. O kelâmın devamını dinlemek için büyük bir istek oluştu içinde. Kendi kendine

"Sen, güneş isen biz de ateşiz!.."

Alevî bin Muhammed hazretleri, Hindistan halkını irşat etti. Milibar beldesinde yaşardı. Milibar'daki putperest ve Hristiyanlar, Milibar'ı ele geçirdiler. Ve İslâm'a saldırdılar! Halkı ifsâd ettiler. Önce Müslüman olmuş bâzı kimseler de hak yoldan döndüler. Ve ifsâda başladılar. Milibar beldesinde hak yoldan dönenlerle, hak yolun temsilcisi olan Al

"İnşallah bereketini görürsün..."

Alevî bin Muhammed hazretleri zamanında Müslüman olmayan biri, fevkalâde mâlî sıkıntıya düşmüştü. Ne yapacağını şaşırdı. Seyyid Alevî hazretlerine geldi. Hâlini arz edince, ona bir adet "Hindistan cevizi" verdi. Ve buyurdu ki: "İnşallah bereketini görürsün..." O da alıp evine götürdü. Ve özel bir yere koydu. O günden sonra hep kâr etti. Kısa zamand

"Köyüme gideyim, harp bitince dönerim!"

Ebû Abdullah Mehâi hazretlerinin bulunduğu köye düşman askeri saldırdı! Ancak, kime kılıç vursalar tesir etmiyor, kan akmıyordu. Çok şaşırdılar! Bir talebesi, içinden; "Köyüme gideyim, harp bitince dönerim" dedi. Ama bu zâttan izin almamıştı. Köyden uzaklaşınca, düşman askerleri onu görüp yakaladılar. Ve vurup öldürdüler. Aynı zamanda şaşırdılar. Ç

"Bana üç tane taş getir!"

Ebû Bekr Ya'fûrî hazretlerine, haçlıların Akka'da yaptıkları zulümden şikâyet ettiler. O da cevaben buyurdu ki: "İnşallah o kaleyi fethederiz." Derken küffârla harp başladı. Ancak fetih bir gün gecikti. İnsanlar, Ebû Bekr Ya'fûrî hazretlerinin talebelerine gelip; "Hocanıza, fethin niçin geciktiğini sorun" dediler. Talebeler gidip sordular. Büyük ve

Nereye gidersiniz

Büyük hadîs âlimi İkrime hazretleri bir gün hastalandı. Tanıdıkları, Hristiyan bir doktora giderken yolda nûr yüzlü biriyle karşılaştılar. Nûrlu zât sordu: "Nereye gidersiniz" "Filân zâtın hastalığı için falan doktora gidiyoruz" dediler. O nûrlu zât; "Sübhânallah! Bir Allah dostunun hastalığı için bir Allah düşmanından mı devâ soracaksınız Ona söyl

''Bana nasîhat tesîr etmiyor!..''

Büyük velîlerden Bedîüddîn Sehârenpûri hazretleri, gençliğinde İmâm-ı Rabbânîn hazretlerinin sohbetine gidiyordu ki, bir kız görüp ona âşık oldu. O gün namazı bıraktı. Hazret-i İmâm, ona; "Bedîüddîn, niçin namaz kılmıyorsun" buyurdu. Bedîüddîn ters cevap verip: "Ben böyle nasîhatleri çok dinledim. Bana böyle nasîhatler tesîr etmiyor" diye arz etti.

"Yâ İlâhî! Bunları câhilliklerine bağışla!"

Efendimizin, Cennetteki makamının ismi, "Vesîle"dir. Cennettekilerin hepsine birer dalı yetişecek olan "Sidret-ül-müntehâ" ağacının kökü, "Vesîle" Cennetindedir. Resûlullah Efendimiz, dostundan ve düşmanından gördüğü eziyetleri affederdi. Karşılık vermezdi. Uhud'da kâfirler mübârek yanağını kanatıp, dişlerini kırdıkları zaman bile bedduâ etmedi.

"Peygamberinin hatırı için yâ Rabbî..."

Bir köylü, Resûlullah Efendimizin mübârek türbesine gelip ziyâret etti ve: "Yâ Rabbî, bu senin Peygamberindir. Ben de kölelerinden biriyim. Peygamberinin hatırı için, beni ateşten âzât et" dedi. O anda gâipten: "Ey kulum! Niçin yalnız kendini düşündün Bütün kullarımın âzât olmasını niçin istemedin Seni ateşten âzât ettim" sesi işitildi. Büyük ve

"Yatsıyı kılmadan yatma!.."

Bursa'da medfun bulunan Alâaddin Alî Fenârî hazretlerinin bir talebesi, yatsı namazını kılmadan yatmayı âdet edinmişti. Hocası bunu biliyordu. Bir gün, bu talebeye; "Yatsıyı kılmadan yatma! Namazı kazâya bırakmak çok büyük günahtır" buyurdu. Delikanlı "Peki hocam" dedi. Yine yatsıyı kılmadan yattı. Az sonra korkuyla uyandı. Zîra hocası rüyâsında gi