Öcal Uluç

Türkiye

Kutluyorum Burak Yılmaz'ı ve Mehmet Arslan'ı

Dün sabah bilgisayarımın başına otururken, "Helal olsun Burak Yılmaz, helal olsun sana..." başlıklı bir yazı yazmayı düşünüyordum ki, her sabah yaptığım gibi internette gazetelerin spor sayfalarında ufuk turu yaparken, Hürriyet'te sevgili Mehmet Arslan'ın "Burak Yılmaz gerçekleri" başlıklı yazısını gördüm...Okuyunca, "Bir 'Helal olsun' da ona" diye

Okan Hoca'ya sorularım var!..

1990'lı yılların sonlarında ve 2000'li yılların başlarında bir Galatasaray takımı vardı..."Bugünün Galatasaray'ının hocası Okan Buruk'un da oynadığı ve parladığı" o takım, büyük başarılara imza atmıştı; özetleyelim...Süper Lig: 1996-97 1997-98 1998-99 1999-2000; hâlâ kırılamayan bir rekor... 4 yıl üst üste şampiyonluk...Türkiye Kupası: 1997-98;

Bu gidişin sonu vahim; derhal durdurulmalı!..

"Spor suçları ile ilgili 'özel olarak çıkarılan" 6222 sayılı bir kanun var... Dahası Türk Ceza Kanunu var...Son aylarda "bu iki kanunun 'ilgili maddelerini' paspas ederek, 'kişilere, kurumlara ve kurullara hakaretler yağdırmayı, bazı kişileri ve kurulları hedefe koymayı' dillerine pelesenk eden" Türk Dil Kurumu sözlüğündeki anlamı ile "kodamanlar"

Okan Hoca, titre ve kendine dön!

Galatasaray grupta ikinci de olabilir, üçüncü de, sonuncu da... Aslında hâlâ ikincilik ümidi Kopenhag'a yenilmemek şartı ile en güçlü ihtimal... Demişti ki filozof Herakleitos; "Bir nehirde iki defa yıkanılmaz!.."Bir Türk atasözü de der ki; "Aynı suyla iki defa yıkanılmaz!.."Ne var ki, Galatasaray "yıkanmayı başardı" ve hem Bayern Münih nehrinde, h

Galatasaray zirvesine uyarı!..

Evet, Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, Galatasaray AŞ Başkan Vekili Erden Timur, kulübün ve şirketin yöneticileri, Galatasaray'ın hocası Okan Buruk, anlayın artık, "kendi başarısızlıkları örtmek için, 'her hafta sonu derinleştirme yarışına çıktıkları hakem bataklığına sizleri de çekmek strateji ve taktiklerini spor gündemine sokuyor" ve de

Yorulanlara ve koruyanlara bakın...

Efendim, yorgunlarmış... "Şu kadar günde, üst üste bu kadar maç yapıyorlarmış"... mış mış da, mış mış... mış mış da, mış mış...Bilmiyorum, bu sözlerin arkasına saklanarak, "kötü sonuçlara mazeret, yok yok bahane arayan" teknik direktörleri, futbolcuları "birazcık (!) anlıyorum da, "TV ekranlarında, spor sayfalarında "bu sözlere hak veren" birçok "y

Şut bilmeyen takıma Prekazi lazım!

Son haftalarda, Galatasaraylı okuyucularımdan aldığım mesaj ve maillerin özeti, "240 milyon avroluk bir kadro kurduğumuzu yazıyorsunuz... İcardi'miz de var... İyi de en büyük rakibimiz Fenerbahçe'nin taraftarları keyif içinde güle oynaya maç seyrederken, bizler neden tribünlerde, TV başlarında tıknefes oluyoruz" sorusunda düğümleniyor!..Evet, Süper

Beşiktaş'ı 'hesap' değil, 'doğru' yol kurtarır!..

Beşiktaş yönetimi "nihayet" doğru yolu buldu, "kongre tarihini 'hemen'e alarak 'yeni bir başkan' ve 'yeni bir yönetim' ile 'yeni bir zihniyetle, yeni bir sayfa açma' adımını" attı...Ne var ki, Gaziantep FK maçından sonra, "asbaşkan" Emre Kocadağ yaptığı açıklamalarla "Ben adayım" dedi ve de "II. Çebi dönemini başlatacağını" ilan etti!..Önce "120 yı

Çebi ile "Güneş" doğmadı!..

Hey gidi hey... Şampiyonlar Ligi'nde gruplardan namağlup lider çıkan Beşiktaş nerede... Konferans Ligi'nde 1 puanla grup sonunculuğuna yerleşen Beşiktaş nerde...Ya Süper Lig'in daha dörtte biri oynanmamışken, liderden 11, ikinciden 9 puan geriye düşen ve 16 puanla, Adana Demirspor'un da altında 4'üncülükle yetinen Beşiktaş'a ne demeliDaha da acısı,

"İyi oyunlu" mağlubiyetin sorumluları!

"İyi oyun" diye göklere çıkardığımız maçta, "Gol pası" yok, "çalım" çok, "isabetli şut yerine" karavana çok, gol yok ve sonuç; elbette ki galibiyet bir yana, beraberlik bile yok!..Adamlarda "çalım sevdası" yok, pas çok, "gol olabilecek" gol pası ve 3 puanı getirecek yeterli asist var, goller var" ve de... "Kötü oyunda bile" gelen net galibiyet ve a