Öcal Uluç

Türkiye

Dikkat; "Başkan gidici değil" kalıcıdır!

2024 Almanya biletini aldığımız Hırvatistan ve Letonya galibiyetleriyle, millî Takımımız "Orta Doğu'nun bu acılı günlerinde" bizleri hiç olmazsa "ruhen bayram" ettirdi; hocaları başta, bütün oyuncularımıza binlerce teşekkür borçluyuz...Ve elbette "2032 Avrupa Futbol Şampiyonası finallerini Türkiye'ye getirdikten hemen bir hafta sonra, Avrupa futbol

Montella, millî oyuncuları "millî oyuncular gibi" oynatınca

"Hırvatistan-Türkiye maçının yıldızı İsmail Yüksek'in teknik direktör Montella'yı överken 'Teknik ekip bize bunu inandırdı. Teknik ekibimizi kutluyorum' sözleri Kuntz değişikliğinin ne kadar isabetli bir karar olduğunu gözler önüne serdi!"Gerçekten "zafer gecemizde 'pırıldayan takımımızın yıldızları arasında' İsmail'in farkı vardı; "soyadı gibi!.."

Boş salonda "dolu" konuşma!..

Dünkü Türkiye'de koskocaman bir fotoğraf ve de altında bir başlık vardı; "Yılmaz Vural boş salona konuştu..."Fotoğrafa baktım, evet, 5 600 koltuğun olduğu salonda 50 dinleyici ya var, ya yok...Amma... Yılmaz Vural'ın konuşması dolu dolu...Hep şaşmışımdır; mesela milli takım koltuğu boşaldığında ya da 3 Büyüklerin hoca aradığı süreçlerde "Lucescu'l

Sosyal medyanın yönettiği yorumculara

Evet, ulusal basının içine yerleşmiş ama "Ulusal'ı umursamayarak, sporun temel ilkelerini unutup, İstanbul'un üç büyüklerinin medyası olmayı seçmiş" ve de "kulüpçülüğü bile artık 'sosyal medyanın militan taraftarlarının görüşlerine göre yapan' yorumcular" içindir, bu yazım...Mesela ve hâlâ, ekranlarında, sütunlarında "Nasıl olur da Federasyon Başka

Beşiktaş'ı yakan Triumvira!..

Görünen köy sezon başından beri, haftalardır kılavuz istemiyordu... "İnatçı" iki arkadaş, göz göre göre önce Beşiktaş'ı, sonra da kendilerini yaktılar; birincisi başkandı, ikincisi teknik direktör... Ve de "biri" gitti, "öteki" de gidiyor!..Elbette bu ikiliyi tamamlayarak "Beşiktaş'ı yakan triumvirayı oluşturan" bir üçüncü ve kalıcı sorumlu da vard

Spor Bakanımıza mesajımdır!..

Evet, bu yazıyı yazmayı çok düşündüm, ama sonunda yazmaya karar verdim; zira "68 yıllık meslek hayatım" bana "Yazmalısın, Öcal" dedirtiyordu...Sayın Dr. Osman Aşkın Bak, sporun önemini de, ekonomisini de, yönetimini de bugüne kadar üstlendiğiniz görevlerde yakından yaşayıp geldiniz; Dış ekonomik İlişkiler Kurulundan, çeşitli kulüplerde ve federasyo

Geceyi sabahtan yazmak!

Manchester United - Galatasaray maçını, dün gece saat 22'den sonra seyredip yazmak başka şey, sabahın erken saatlerinde maça 15 saat varken "Ne olabilir" sorusuna cevaplar bulup, yazmak başka...Hele hele, Galatasaray, Avrupa'daki başarılarla dolu tarihine "1993'te UEFA Şampiyonlar Ligi ikinci turunda, Premier Lig şampiyonu Alex Ferguson'un "açık ar

Galatasaray basketbolu kurtuluyor!

Ben "yazımın başlığındaki" müjdeyi Sevgili Burhan Can Terzi'den aldım. Ben de Galatasaraylılara iletiyorum...Evet, Galatasaray'da "Galatasaray basketbolunun 'eski anlı ve şanlı günlerine dönmesinin' yolu" açıldı, açılıyor... "Nasıl olduğunu" anlatayım, ama önce "Galatasaray basketbolu nerelere kadar yuvarlandı" onu anlatarak, "kurtuluşun şart olduğ

Beraberlikler ve 1-5'ler meselesi

Alman Stefan Kuntz gitti, İtalyan Vincenzo Montella geldi. Temennimiz Hırvatistan ve Galler ile deplasmanda, Letonya ile evimizde oynayacağımız üç maçlık finişte "ilk ikide kalarak" Avrupa Şampiyonası finallerine gitmek... "Dereyi geçerken" zorunlu olarak yapılan bu "hoca değişikliği" ile ilgili tartışmalar sürerken, gazeteci yazar, sevgili kuzeni

Galatasaray, Kopenhag'ıKopenhag'da yenecektir!..

Galatasaraylılar üzülmekte haklılar; ama gene de, birazcık ama birazcık şansla "Üç dört farkla kazanacakları" maçı, 2-0 geriye düştükten sonra 2-2'ye getiren bir takıma sahip oldukları için sevinmeliler ve inanmalılar ki, "Bu takım, Kopenhag'dan 3 puanla dönecektir!.."Yeter ki, Okan Hoca, "Galatasaray'a bugüne kadar onlarca ve onlarca gol yediren "