Yorulanlara ve koruyanlara bakın...

Efendim, yorgunlarmış... "Şu kadar günde, üst üste bu kadar maç yapıyorlarmış"... mış mış da, mış mış... mış mış da, mış mış...

Bilmiyorum, bu sözlerin arkasına saklanarak, "kötü sonuçlara mazeret, yok yok bahane arayan" teknik direktörleri, futbolcuları "birazcık (!) anlıyorum da, "TV ekranlarında, spor sayfalarında "bu sözlere hak veren" birçok "yorumcu" meslektaşımı anlamam mümkün değil...

Daha çok "Galatasaray maçlarında" oluyor bu yorumlar...

El insaf... G.Saray'ın hocasının elinde "değeri 200 milyon avrodan çok fazla" olarak ifade edilen bir kadro var... İçinden "iki tane on bir çıkar ki, ikisi de 'aynı anda' Süper Lig'in ilk dördü, beşi için" oynar...

Bu iki takımda yer alacak oyuncuların "bir iki istisnası" hariç, kalanı "yılda milyon avroları ceplerine indiren" futbolcular hem de, büyük çoğunluğu da bu yorumcularımızın da "yıldız" dediği, yazdığı cinsten... Bu yıldızların da büyük çoğunluğu, "yılda 60 maçın üzerinde sahada olan şampiyonluklara, kupalara oynayan, kazanan Avrupa takımlarından gelenler" cinsinden...
"Oralarda yorulmuyorlardı" ama nedense "bizde, Galatasaray'da yoruluyorlarmış", acaba neden.. Sakın "maçlarda yorulmalarının, dökülmelerinin başka sebepleri" olmasın; mesela, iyi mi çalıştırılmıyorlar acaba, yoksa "İstanbul geceleri" mi sebep..

Bilmece!..

Bir "yarım" bilmecem var, spor camiamıza, meslektaşlarıma ve de sporumuzu yöneten bakanlığın ve genel müdürlüğün yetkililerine...

Yıllardır "dünyada en çok sevilen, izlenen, konuşulan, yazılan beş spor branşından ikisini yöneten" ama "koruyamayan" ve de "kollanan" iki federasyon var, ülkemizde... Birisini yazdım, bugün... Ya ikincisi Cevabı bilmeyen, bulamayan, veremeyen okuyucularım varsa ve merak ediyorlarsa, bana sorabilirler; internet adresim sütunumda yazılı...

Biraz beklerlerse, önümüzdeki haftalarda onu da yazacağım.

"Kros"u da bitiriyoruz muyuz..

Necdet Ayaz Kardeşimin yazısını Türk Spor Ajansı Sitesi'nde okuyunca inanamadım ve "1955'lerden beri "atletizm" de yazan bir "atletizm sevdalısı" olarak, "anlattığı" acı tabloya çok ama çok üzüldüm...

"Balkan ve Avrupa Şampiyonalarına katılacak millî takımların da seçileceği (4 Atlet: ilk 3 Teknik Kurulun seçeceği 1 atlet) Türkiye Kros Şampiyonası" Antalya'da yapılmış.

4.000 metre 20 yaş altı kadınlar yarışına 37 atlet katılmış, 10'u terk etmiş, 27'si bitirmiş.

6.000 metre 20 yaş altı erkekler yarışına 63 atlet katılmış, 22'si terk etmiş, 41'i bitirmiş.

6.000 metre 23 yaş altı kadınlar yarışına 10 atlet katılmış 4'ü terk etmiş, 6'sı bitirmiş.

8.000 metre 23 yaş altı erkekler yarışına 15 atlet katılmış, 5'i terk etmiş 10'nu bitirmiş.

8.000 metre büyük kadınlar yarışına 6 atlet katılmış, 3'ü terk etmiş, 3'ü bitirmiş.

10.000 metre büyük erkekler yarışına 10 atlet katılmış, 6'sı terk etmiş 4'ü bitirmiş,

Toplam 141 atlet katılmış, 50'si terk etmiş, 91'i bitirmiş.

Türkiye Atletizm Federasyonu'nun kuruluşundan beri yapılan ve "Atletizmin, Türkiye dâhil, dünyada en itibarlı yarışmalarından biri olan" ve de Balkan ve Avrupa Şampiyonalarında "altınlar" dâhil madalyalar kazandığımız krosta, "özellikle büyük kadınlar ve erkekler yarışması" ile "katılanlar, terk edenler, bitirenler" tablolarına bir bakın ve Türk atletizmi nerelere kadar düşürülmüş, sizler karar verin sevgili okurlarım...