"İyi oyunlu" mağlubiyetin sorumluları!

"İyi oyun" diye göklere çıkardığımız maçta, "Gol pası" yok, "çalım" çok, "isabetli şut yerine" karavana çok, gol yok ve sonuç; elbette ki galibiyet bir yana, beraberlik bile yok!..

Adamlarda "çalım sevdası" yok, pas çok, "gol olabilecek" gol pası ve 3 puanı getirecek yeterli asist var, goller var" ve de... "Kötü oyunda bile" gelen net galibiyet ve alınan 3 puan var!..

Soruyorum şimdi; "Şerefli mağlubiyetler" dönemini çoktan geride bırakmıştık, şimdi de "İyi oyunlu mağlubiyetleri" mi alkışlayacağız..

Kimse bana "iyi oyun" masalı anlatmasın; alkışlamıyorum, alkışlamam da...

Bir sorum daha var; karşımızda "Ankaragücü kalecisi Bahadır gibi, en az 6-7 mutlak golü kurtaran" bir Alman kaleci mi vardı da, ben göremedim..
Ama "maçı 'iyi oyunumuza rağmen' kaybetmemize yol açan" gördüklerim var; hem de bol bol...

"Yıldızlarla dolu" 240 milyon avroluk bir kadrodan oluşturulan Galatasaray takımını "İcardispor" hâline getiren ve de "en kritik maçta, kazanılan penaltıyı, "Panenka vuruşuyla atacak kadar" cesur santrforumuzun, en az üç pozisyonda, "kaç maçtır 'müsait olduğu hâlde' kendisine gol pası verilmeyip 'karavana vuruşlar' tercih edildiği için", etrafındaki "bomboş pas bekleyen arkadaşlarına pas verme yerine 'kötü vuruşlarla karavana şut tercihi" yapması" gibi...

Kimlerdi, onlar; "çalım sevdalısı Kerem Aktürkoğlu ile Barış Alper gibiler...

Onlara eklenen "çalım hastalıklı" Zaha gibi ve Tete gibi yeniler...

Birinci bölgede "riskli geri ve yan pas sevdalısı" bir takım... Üçüncü bölgede "pası unutan" ve de "gol nasıl atılır" pasını, "üçüncü Bayern Münih golünde seyreden" Galatasaray takımı gibi...

"Seyretmek" sadece Galatasaraylı futbolculara mı mahsus Hocaları da saha kenarında, "seyretme" örnekleri vermedi mi; hem de böylesine hayati bir maçta, "gencecik ve tecrübesiz Kazımcan ısrarının ne kadar hatalı olduğunu ilk golde gördüğü hâlde, ikinci golün yenilmesine kadar onu sahada bırakması", sadece maçı mı kaybettirdi Yoksa hocamız, bu "genç futbolcuyu da kaybetmenin 'en büyük moral adımını' attığının da farkında mı olmadı

Ya Fenerbahçe "37 yaşındaki Edin Dzeko'yu baş tacı ederken ve ondan azami verimi alırken, Galatasaray'da Diries Mertens, kulübede oturtulur ve İcardi'nin arkası, 'çalım ve karavana sevdalılarına' teslim edilirse", bilmem ki benim "İyi oyun oynadık" diye takımın hocasını alkışlamam mümkün olabilir mi..