M. Latif Salihoğlu

Yeni Asya

Meddahlık yarışının sonu

Sönen, batan, zâil olup giden fânî ve lüzumsuz şeylere perestiş etmek, hele hele bunlar için meddahlık yarışına girmek, günün birinde sahibini mahçup edip zillete düşürmesi muhakkaktır.Şayet kişi düşünerek hareket etse, bu tehlikenin farkına varır ve o yola sülûk etmez. Ama, ne yazık ki, kendini tutamayıp fenâ ve fânî şeyler meddahlık yapan, hatta

Fransız kolonisinde Japon arabalar

Batı Afrika'ya gelip şehirleri gezmeye başladığımızda, özellikle otomotiv sektöründe dikkatimizi çeken bir husus oldu.Yollarda gördüğümüz otomobillerin yarıdan fazlasını Japon arabaları teşkil ediyor. Hele, ticarî taksilerin yüzde 80'den fazlası, Toyota başta olmak üzere, yine aynı ülkenin değişik markaları. Halen bulunduğumuz bölgenin en büyük ve

Tarladan sofraya manyok (manioc), açeke (attieke)

Afrika'nın özellikle tropikal bölgelerinde yaşayanların en çok tükettiği ürünlerin başında, adına açeke (Fransızca attieke) dedikleri yemek türü geliyor.Şekil ve renk itibariyle bizdeki pirinç-bulgur pilavına benziyor. Hatta, ilk başlarda kendim de öyle bir şey olduğunu sanıyordum. Kıt'aya geldikten sonra, yakından inceleyip gördüm ki bizim pilavım

Herkese af; bir kişi (Nursî) hariç

Hikâyenin özeti:Cumhuriyet'in 10. Yılı münasebetiyle, sürgün cezaları kaldırıldı ve ülke genelinde umumî af ilân edildi. Hapishaneler, 1934 yılı Ocak ayında boşaltılmaya başlandı. Bu aftan yararlanması engellenen bir tek vatandaş var: Bediüzzaman Said Nursî. Peki neden Nursî'nin ispatlanmış bir suçu var mıydı Deste deste sorular... İşte, söz konusu

Hürriyetin kadar izzetli-itibarlı olursun

Kulluk içindeki hakikî hürriyetin ne kadar mühim, ne kadar değerli olduğunu karınca kararınca anlamaya çalışıyoruz. Tevfik-i İlâhî refikimiz olsun.Üstad Bediüzzaman'ın alâmet-i fârikası olmuş bir sözü var ki, onu hemen herkes bir şekilde duymuş, öğrenmiş, biliyor. O söz şudur: "Ben ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam." (Emirdağ Lâhikası: 18) Ev

Kim neye çalıştı ve neye çalışıyor

Gençliğin ve yeni nesillerin içinde bulunduğu manevî buhranlar, ebeveynleri derinden derine düşündürüyor.Herkesi çare arayışına sevk ediyor. Ama, çok geç kalınmış bir çare arayışıdır bu... Bu konuda en ciddî uyarılar ise, bundan altmış-yetmiş sene evvel yapıldı. İşte bunun delil ve ispatı. Kur'ân'ın nuru ve projeksiyonu ile hadiselere ve istikbâle

Maskeli saldırganlar

(Bir önceki yazının devamı mahiyetinde.)Din ve mukaddesat düşmanlarının zamanla maskeleri değişse de, tıynet ve karakterleri değişmiyor. Saldırmak için tetikte bekliyor ve uygun fırsatı kolluyorlar. Onların bu hasmane tavrı, dün olduğu gibi bugün de aynıdır. Nitekim, şimdiki saldırganlarla aynı karakteristik özelliğe sahip olanların karalama çabala

Kendini mahkemeden üstün görenler

Adâletin timsâli olan Hz. Ömer (ra) "mülkün temeli" olarak "adâlet"i zikreder. Hukuk ve adâlet ise, maddî ve dünyevî manada hiçbir şeyin tesiri altına girmez ve girmemeli.Burada bizim murad ettiğimiz adâlet de budur: Siyasetin, ticaretin, şahsiyetin tesiri altına girmeyen bir hukuk ve yargı mekanizması. Yargı erki, şayet bu manada bir hürriyete, bi

Sohbet halkamız genişliyor

Afrika'da geçirdiğimiz her gün, bir önceki günden daha verimli geçiyor.Bir yandan Türkiye'nin muhtelif bölgelerinden gelip burada çalışan vatandaşlarımızla tanışmaya devam ediyoruz, bir yandan da buranın yerlisi olan yeni yeni kimselerle tanışıp kaynaşmaya çalışıyoruz. Sağlam referanslarla zincirleme bir şekilde tanıştığımız insanlarda iki mühim hu

Seramik ustası Hafız Muhammed

Eski Fransız sömürgesi Fildişi Sahili ile çevresindeki ülkelerin yerli halkı ekseriyet itibariyle Müslümandır. Mezhep olarak da Malikîdirler.Tabiî, toplum içinde başka din ve mezhepten olanlar da var. Müslümanlardan sonra nüfus yoğunluğu itibariyle ikinci Hıristiyanlar geliyor. Ayrıca, Müslüman olup ehl-i Şia'dan sayılan etkili bir nüfus kitlesi da