M. Latif Salihoğlu

Yeni Asya

Jön Türkler'de "merkeziyetçilik" ihtilâfı

Mutlâkıyet sistemine, yani tek adam rejimine muhalif olup meşrûtî (demokratik) bir idarenin kurulmasını isteyen Jön Türkler, 4 Şubat 1902'de Fransa'nın Paris şehrinde toplanarak ilk kongresini yaptı.Kongre esnasında, katılımcılar arasında iki ana grup, dolayısıyla iki ana temâyül belirgin hale geldi: Milliyetçiler ve Liberaller. Milliyetçiler Ahmet

Şubat'ta soğuyan Lozan kazanı

1922 yılı Kasım ayı sonlarında hararetle başlayan Birinci Lozan Konferansı, 1923 yılı Şubat ayının ilk haftasında buz gibi soğudu ve kesintiye uğradı.Özellikle kesintinin âsıl sebebi hâlâ gizliliğini korumaya devam ediyor. Bilinen sebepler ise, birer bahaneden ibarettir. Çünkü, daha sonraki görüşmelerde üzerinde kıyamet kopartılan vazgeçilmez mesel

Vasat yol arayışı

Dünyada ebedî ve ölümsüz bir devlet, bir hükûmet, bir rejim yoktur.Osmanlı için söylenen "Devlet-i ebed müddet" sözü, daha çok duâ ve temennî yerinde kullanılmış olup, ayrıca bu büyük cihan devletinin manevî dinamiklerinin ebediyete kadar uzandığı mânâsını taşıyor. Dolayısıyla, insanlar nasıl doğup büyüyüp sonunda vefat ederek şu fâni âleme vedâ ed

Dinden soğuttuğun kadar yanarsın

İnsanların din ile bağlantıları çeşit çeşittir:Kimi dinini yaşar, kulluk görevini yerine getirmeye çalışır. Kimi dini yaşarken, ayrıca başkasına da sevdirme çabasını gösterir; böylelikle Allah'ın rızasını kazanır. Kimi de var ki, kendince dinin icaplarını yerine getirmeye çalışırken, son derece itici olan söz ve davranışlarıyla nice bîçare insanı d

İzmirli İsmail Hakkı Efendi

Yeni nesil pek bilmez, tanımaz İzmirli İsmail Hakkı Hocayı. Eşref Edib'in Tarihçe-i Hayat'taki Tahliller bölümünde şöyle bir ifadesi var:Üstad'la (Bediüzzaman'la) tanışmamız kırk seneyi geçti. O zamanlar (1908'ler) hemen her gün idârehâneye (gazete merkezine) gelir; Âkifler, Nâimler, Feridler, İzmirliler'le birlikte saatlerce tatlı tatlı musâhabele

Hürriyet parlayacak, totaliter rejimler yıkılacak

Türkiye'de, dünyada ve İslâm âleminde yüz yıldır esmekte olan ve günden güne şiddetini arttırarak devam eden hürriyet ve demokrasi rüzgârı, önüne çıkan her engeli aşarak ilerleyecek gibi görünüyor.Bilhassa kriz zamanlarında, bu tür bir gelişmenin her ülke için, hatta bütün topluluklar için kaçınılmaz hale geleceğini daha çok hissetmeye başlıyorsunu

Meddahlık yarışının sonu

Sönen, batan, zâil olup giden fânî ve lüzumsuz şeylere perestiş etmek, hele hele bunlar için meddahlık yarışına girmek, günün birinde sahibini mahçup edip zillete düşürmesi muhakkaktır.Şayet kişi düşünerek hareket etse, bu tehlikenin farkına varır ve o yola sülûk etmez. Ama, ne yazık ki, kendini tutamayıp fenâ ve fânî şeyler meddahlık yapan, hatta

Fransız kolonisinde Japon arabalar

Batı Afrika'ya gelip şehirleri gezmeye başladığımızda, özellikle otomotiv sektöründe dikkatimizi çeken bir husus oldu.Yollarda gördüğümüz otomobillerin yarıdan fazlasını Japon arabaları teşkil ediyor. Hele, ticarî taksilerin yüzde 80'den fazlası, Toyota başta olmak üzere, yine aynı ülkenin değişik markaları. Halen bulunduğumuz bölgenin en büyük ve

Tarladan sofraya manyok (manioc), açeke (attieke)

Afrika'nın özellikle tropikal bölgelerinde yaşayanların en çok tükettiği ürünlerin başında, adına açeke (Fransızca attieke) dedikleri yemek türü geliyor.Şekil ve renk itibariyle bizdeki pirinç-bulgur pilavına benziyor. Hatta, ilk başlarda kendim de öyle bir şey olduğunu sanıyordum. Kıt'aya geldikten sonra, yakından inceleyip gördüm ki bizim pilavım

Herkese af; bir kişi (Nursî) hariç

Hikâyenin özeti:Cumhuriyet'in 10. Yılı münasebetiyle, sürgün cezaları kaldırıldı ve ülke genelinde umumî af ilân edildi. Hapishaneler, 1934 yılı Ocak ayında boşaltılmaya başlandı. Bu aftan yararlanması engellenen bir tek vatandaş var: Bediüzzaman Said Nursî. Peki neden Nursî'nin ispatlanmış bir suçu var mıydı Deste deste sorular... İşte, söz konusu