Eren Aysan

Cumhuriyet

Kitap fuarları ve festivaller: Örgütlenmenin önemli adımı

Son iki hafta sonu yazar okur buluşmalarının en önemli sacayaklarından biri olan kitap fuarlarında ve şiir festivalindeydim. Adı değişen bütün bu etkinlikler aslında her defasında buluşmanın gücünü, düşünce aktarımının önemini ve örgütlenmenin ilk adımını oluşturuyor. Söyleşilerde bilgi, deneyim ve akıl paylaşımları zaman zaman sanatsal yaratıcılık

Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü

Çocukluğumdan beri Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'ne giderim. Kansu, benim için hayata her zaman umutla ve çocuksu duyarlılıkla bakmak demektir. O şiire başladığında onca yoksulluğa rağmen yeni kurulan Cumhuriyet idealizmi dört yanı sarmıştı. Akıl, bilim ve bilinçle harmanlandığımız yıllardı. Nitekim, "Ceyhun Dede"miz de gençlik yıllarında yazdığı şi

Dünya Anne...

Bütün bir yaz boyunca verdiği konserlerle şair kadınların dizelerinden bestelediği eserlerini sundu Fazıl Say. Serenad Bağcan'ın sesinden yeryüzüne "Dünya Anne"nin çığlığı defalarca yankılandı. En sonunda dün Fazıl, şiirlerden şarkılara uzanan albümünü dinleyicilerle buluşturdu. "Dünya Anne", on bir kadının kendini sözcüklerde bulmasının içtenlikli

Düşen dava... Savrulan hukuk

Önceki gün Sivas katliamı davasını izlemek üzere duruşma salonundaydım. İster istemez her davaya gidişimde gözümün önünden film gibi yaşadıklarımız geçiyor. Ankara DGM'de başlayan ilk duruşmada on altı yaşındaydım. Otuz yıl sonra hayatın sunduğu sevinç ve gözyaşıyla, mutluluk ve kederle iç içe geçmiş bir inci tanesi gibi sıralı günleri anımsamak he

Aynı Göğün Altında: Zülfü Livaneli ve Maria Farandouri

Kimi şarkılar vardır, başlangıç ezgisi bile bütün bir hayatı anlatır sana. Önceki gece Atina'da Akropolis'in eteklerinde Zülfü Livaneli ve Maria Farandouri konseri ülkelerimizde yıllardır güzel bir gelecek içindüşleriyle gökyüzünü özgür kılmaya çalışanların bir kere daha sesi oldu. Şarkıları dinlerken yalnızca kendi tarihimizdeğil acılı coğrafyamız

Mafya dizileri gibi yaşamımız...,

"Dün gazetemizde Barış Pehlivan cezaevinden bir mafya üyesinin anlattıklarını yazdı. Sevgili Barış demirparmaklıklar arkasından da mesleğini etik değerler üzerinden sürdürme başarısını gösterdi. Aslında mafya üyesinin söyledikleri herkesin bildiği sırlar... Ülkemizde mafya üstünden ilerleyen ilişkiler ağını Sedat Peker üzerinden konuşsak da ilk def

Mekânlar bizim belleğimizdir!,

"Geçmişe doğru çıktığınız yolculukta, bir zamanlar yaşadığınız anlar yalnızca kişilerle bütünleşmez. Onları mekânlar tamamlar. Bazen eski bir koltuk, yosun tutmuş duvar, çerçevesi kırılmış tablo, anılarla bütünleştirir bizi. Uzun zamandır gitmediğimiz bir sokak heyecanlandırır. Ya da yıllar sonra çocukluğunuzun geçtiği mahalleye girince özlem burnu

Nasıl bir ortaçağ alırsınız,

"Umberto Eco, "Yeni Bir Ortaçağa Doğru" yazısında yeni bir kıyamet tasarımından söz eder. Amerika'da güçlü ve günler sürecek elektrik kesintisinin ardından günlük yaşamın akışı değişecek, güvenliğin olmadığı bir iklimde insanlar ateşli silah kullanmaya başlayacak, ortalığa yayılan cesetler nedeniyle çıkacak salgın hastalıklar dünyayı kasıp kavuraca

Bellek cinayeti,

"Geçengünlerdebir haber gözüme ilişti:"Depremdeyara alan Antakya'da toparlanmaya çalışan kitabevi,kimliğibelirsiz kişilerce yakıldı!" Neyazık ki binyıllardır kitapkırımı kolay kabul etmesek de karşıkarşıya kaldığımız acı bir gerçeklik. Kitaplar, insanlığınortak belleğinin sonraki kuşaklara üstün bir aktarımı. Kolaytaşınır olması, yeri geldiğinde me

Bu yük nasıl taşınsın,

"Attilâ İlhan'ın çok sevdiğim bir şiiri vardır. Adı: "Yorgunlar Sendikası". "Bir sendika çıkardım yorgunluğumuzdan adı üstünde yorgunlar sendikası seni üye yazdım henüz tanımadan nasıl olsa şarkın hepimizin şarkısı sesin nasıl olsa benimki kadar kısık" dizelerini zaman zaman kendime fısıldanır, dururum. Bu ülkede direncin karşısına atalet dikilir,