Alaattin Karaca

Karar

İnsanı yoldan çıkaran palto!

Geçen hafta "Çağrılmayan Yakup"la ilgili yazmıştım. Bu hafta Nikolay Gogol'un "Palto"sunu (Bir Delinin Hatıra Defteri, Çev. Nisan Aygün, Kaldırım Yay., 2018) okuduktan sonra "İşte bir Yakup daha!" dedim. Kimi yönlerden birbirine benziyorlar. Toplum ikisine de değer vermiyor, varlıklarına karşı lakayt. Meselâ Yakup, adıyla çağrılmayan, biletçinin bi

Cansever'in "Çağrılmayan Yakup"u...

Ad, varlığın bizatihi kendisi değil elbet; ama işareti ve bilindiğinin kanıtı. Bilinmek ise varlığın başka bir özne tarafından tasdiki ve teyididir. İnsan, bir varlık olarak bilinmek, tasdik ve teyit edilmek ister. O hâlde bir insanı adıyla çağırmak, onun varlığını tasdik ve teyit etmektir.Edip Cansever'in "Çağrılmayan Yakup"unun en önemli sorunu b

Şu yorgun seçim sabahında...

Ben bu yazıyı seçime bir gün kala yazıyorum. Yarın seçim. Pazartesi günü siz bu yazıyı okurken artık her şey belli olacak. Her birimizin beklentisi farklı elbet. Kimi A olsun istiyordu, kimi B, kimi C Ama demokrasi bu! Birimiz sevineceğiz, diğerleri üzülecek, hatta sinirleneceğiz de! Lakin hayat devam edecek, umutlar tazelenecek, herkes yine bir Go

Edip Cansever'in sıkıntısı

Mektuplar, özellikle sanatçıların mektupları, onların müphem, çekingen mizaçlarına açılan bir kapı bence. Hele de içe kapanıklarsaİkinci Yeni'nin en içe kapanık şairleri Turgut Uyar'la Edip Cansever gibi gelir bana hep. Sıkıntı evet, varoluşsal bir bunaltı, kasvet bir arı oğulu gibi başlarının üstünde uğuldar durur. En çok da Edip Cansever'de.Mektu

Şule Gürbüz, babalar ve oğullar

Ruhu öte'ye doğru kanatlanabilen bir yazar Şule Gürbüz. Gözleri eşyanın ötesini görüyor, hayatın, sanki bir koku gibi geçiciliğinin farkında. "Coşkuyla Ölmek"teki (İletişim Yay., 2019) öyküleri okuyunca anladım bunu.Kitaptaki iki öykü; "Akılsız Adam" ile "Akılsız Adamın Oğlu Sadullah Efendi" birbirlerinin devamı. İlkinde bir baba, hayata, dünyaya b

İlâhi yaratma ile yeniden yaratma arasındaki fark

Bu hafta Northrop Frye'ın "Yaratma Yeniden Yaratma" (Çev. Kemal Atakay, 2022) adlı kitabından ve 'yaratma'dan bahsedeceğim.Yaratma deyince konu kaçınılmaz olarak 'İlahî yaratma'ya gelir. Nitekim Frye da buna uzun uzun değiniyor.Gerçekten de evreni, varlıkları kim yarattı, nasıl, ne zaman Bu şekillenmiş doğa, şehirler, araç-gereçler; dolayısıyla kur

Ömer Erdem'in gördüğü Sezai Karakoç

Zihin konforu şöyle bir şey galiba: Belli bir zümrenin yıllardır inşa ettiği 'forum'a dahil oluyor, zihninizi o forum'un belirlediği fikir, his, dil ve üslûp kalıplarına tâbi kılıyorsunuz. Böyle bir zihin yorulmaz, kendini kitlenin yumuşak ve emniyetli kucağına bırakmıştır, sormaz, sorgulamaz, çatışmaz da Zihin yatay bir düzlemde alışılmış bir temp

Gogol'un cinneti...

Cemal Süreya'nın "999. Gün Üstü Kalsın" (Broy Yayınları) adlı günlüklerinde okudum; Gogol çıldırarak ölmüş. Tolstoy'un mâlikânesinde geçirdiği son günlerinde hiç yemek yememiş. Ölmeden bir iki gün önce de "Ölü Canlar"ın ikinci cildini yakmış (s. 34).Bu bilgiden sonra yazarın "Bir Delinin Hatıra Defteri" (Çev. Nisan Aygün, Kaldırım Yay., 2018) adlı

Balıkçı, hey Balıkçı!..

Bu hafta Halikarnas Balıkçısı'ndan bahsedeyim. Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı malûm. Mehmet Şakir Paşa'nın oğlu.Cevat Şakir, bugün dahi bilinmeyen bir sebeple babası Şakir Paşa'yı 1914 Haziran'ında Afyon'da öldürmüş, bundan dolayı 14 yıl kürek cezasına çarptırılmıştır. Cinayetin sebebiyle ilgili rivayetler muhtelif.Onun Türk edebiyatında Halikarna

Ece Ayhan'ın şiirlerine dair birkaç ipucu

Ece Ayhan, İkinci Yeni'nin en sıkı, dili en çetrefilli şairidir; sözdizimini, tamlamaları, ekleri darmadağın eder, hatta kurallara uymayan zekice kelimeler türetir. Mesele "Mor Külhani"de "Dirim kısa ölüm uzundur cehennette abiler" veya "Topağacından aparthanlarda odası bulunamaz." der. Cehennet, hem cehennem hem cennet, aparthan ise apartman ve ha