Şiirde biz ve siz

Şiirde 'biz' genelde bir mensubiyete, kimliğe işaret eder Bu ya bir dinî, ya ulusal veya siyasî bir kimliktir.

Örneğin Namık Kemal'in "Vatan Kasidesi" olarak ünlenen şiiri böyle 'biz' zamiri üzerine kurulmuştur; "Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten Çekildik izzet ü ikbâl ile bâb-ı hükûmetten" mısralarıyla başlar. Kemal burada, 'çekildik' diyerek bilinçli biçimde bir 'grup' adına konuşur. Asrın hükümlerinin, kısaca dönemin yönetiminin adaletsizlikleri sebebiyle bir 'çekilme', protesto söz konusudur. Ama çekildim demez, 'çekildik', der! Biz, burada, vatanını, milletini, hürriyeti sevenleri temsil eder. Onlar ise 'bâb-ı hükûmet'te, iktidarda olanlar, doğruluktan, adaletten ayrılanlardır. Şiir böyle bir 'biz-onlar' çatışması üzerine kurulmuştur. Daha sonraki mısralarda şair, biz'in ulusal kimliğini de tanımlar. "Biz ol nesl-i kerim-i dûde-i Osmaniyanız kim" Osmanlılık! İmparatorluk yapısına uygun bir 'biz' Ama bunlar, hürriyetperver, vatanperver Osmanlılardır. Şiirde iktidara karşı mücadele eden, muhalif bir biz'den söz ediliyor.

Biraz ilerleyelim 1908 sonrası. Balkanlarda isyanlar, Balkan ve sonra da Birinci Dünya Savaşı Böyle fırtınalı savaş yılları, şiirde 'biz'i daha da güçlendirir. Tabii biz'e karşılık bir de 'onlar' vardır. Mehmet Âkif'in şiirleri tam da bu 'biz-onlar' üzerine kurulmuştur. Meselâ "Sâdî, o bizim Şark'ımızın rûh-ı kemâli", "Varsın olsun, o da bir şey mi Bizim Şark'ın da", "Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz", "Ne câhil kavmiyiz biz müslümanlar, şimdi dünyânın!", "Ömer'lerin, Yavuz'un biz vefâsız evlâdı", "Bizler edvâr-ı fazîletleri cidden parlak, Bir büyük milletin evlâdıyız, oğlum, ancak," gibi mısralardan anlaşılacağı üzere Âkif'in 'biz'i Osmanlı odaklı bir 'Şark İslâm' âlemidir, onlar ise 'tek dişi kalmış canavar'a benzettiği 'medeniyet-Batı'dır.

Bu dönemde Ziya Gökalp'in de bir 'biz'i var. Milliyet odaklı bir 'biz' onunki Enis Behiç Koryürek'in "Milli Neşide" adlı şiirlerine şöyle yansımış bu düşünce:

"Biz kimleriz Biz 'Altay'dan gelen erleriz"

Yahya Kemal'in de bir 'biz' dairesi var. "Üsküdar'ın Dost Işıkları"ndaki "Gönlüm, dilim, kanım ve mizacımla sizdenim Dünyâ ve âhirette vatandaşlarım benim" der. Bu biz, şairi de içine alan ve Üsküdar halkıyla simgelenen gönül, kan, dil ve mizaç bakımından ortak bir 'kültür dairesi'dir. Beyatlı, "Koca Mustâpaşa" şiirinde 'biz'i daha da açar: "Öyle sinmiş bu vatan semtine milliyetimiz Ki biziz hem görülen, hem duyulan, yalnız biz" Bu mısralarda 'biz'in en önemli vasfı, milliyeti oluşturan ve Koca Mustâpaşa semtine yansıyan 'kültür'dür. Ama Yahya Kemal, biz'in karşısına 'onlar'ı koymaz. Dolayısıyla şiiri bir 'biz-onlar' çatışması üzerine kurulmamıştır. Ama meselâ Faruk Nafiz Çamlıbel "Sanat" şiirini böyle iki karşıt kültürü simgeleyen 'sen siz-biz' üzerine kurar:

"Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek