Ahmet Battal

Yeni Asya

Adalet talebi ve Altılı Masa

Bugün tekrar toplanan Altılı Masanın tek görevi AKMHP iktidarını sona erdirmek değil ve olmamalı.Dün de yazdık. Asıl görev Türkiye'yi yeniden adalet, liyakat ve demokrasi rayına sokmak. Bu sebeple, herkesin ve bilhassa zulümlerden dolayı AKP'den uzaklaşan adaletsever herkesin, bilhassa bu dönemde yani seçime kadar yapması gereken şey, Altılı Masanı

Muhalefette değil icraatta ittifak

"Altılı Masa" yarın yani Mübarek bir günde önemli toplantılarından birini daha yapacak. Siyaset ısındıkça Masaya ilgi artıyor. Söylemlerinin ve hedeflerinin bilinirliği deBizim desteğimiz vatan, millet ve ahiret yani özetle demokrasi namına. Demokratların iktidarını özlediğimiz için. Yoksa ne şahsen bir beklentimiz var ve ne de ekip olarak bir tale

Siyasette seyisler ve atlar

Kemal Kılıçdaroğlu'nun önceki akşamki çıkışı ile birlikte memurlar ve siyasetçiler arasındaki kriminal ilişkiler meselesi yeniden gündeme oturdu. Kokular ve korkular odalardan dışarı taşıyor. Herkes kendisini kurtaracak belge arayışında.Devletle tanışıklığı yirmi yıldan kısa olan küçük büyük bütün bürokratlar açısından şeklen AKP iktidarından başka

Altılı Masada AYM ve Tek Adam

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ucubenin de etkisiyle TBMM yürütme üzerindeki denetim ve yönlendirme gücünü önemli ölçüde kaybetti ve etkisizleşti. Yeni sistem bu yönden bilhassa eleştiriliyor.Ayrıca TBMM kanun yapma tekniği olarak da zaman zaman eleştirilen türden vukuata imza atıyor. Değişen ve tekrar değişen maddeler, imtiyazlı şahs-ı â

Altılı Masanın değiştirdikleri

Altılı Masa kuvvetlenip etkisi yayıldıkça AKMHP koalisyonunun güç kaybı hızla artıyor. Bahar gelip de siyaset ısındıkça taraftar olan da olmayan da bunu daha net görüyor.Öyle ki Cumhurbaşkanının Cevaplama Yardımcısı Fuat Oktay bir siyasetçi tavrı gösteriyor ve fakat cesaretle yuhalanıyor. Gidişin sonu belirmeye başladı. AKMHP gidince ne olacak Sist

M. Kemal hayranlığı meselesi

Bu konuyu yine yazmak zorunda kalmak bile esef verici. Ama mecburuz.Dünkü yazımızda "M. Kemal sevgisi konusunda kim samimi kim değil Bunu bilemiyoruz. Kendi 'tek adam'larını maziye gömmüş olan demokrat devletlerin efsane kulübü olan AB'ye girebilmiş olsaydık çoktan bu mesele de hallolmuş olacaktı." demiştik. İşte bir örnek: Geçen günlerde muhafazak

Ankara'nın kutsalı, Kutsal'ın atası

Eskişehir Seyitgazi Kaymakamı Kutsal Baytak Hanımefendi 19 Mayıs günü yayınladığı kısa bayram mesajında adını üç defa vererek M. Kemal'i övmüş. Ama ikisinde yanlış yazmış: Atatark ve Atakürk.Hücumlar ve eleştiriler üzerine de düzeltme ve özür mesajı yayınlayıp "klavye hatası" mazeretine sığınmış. Uzun metindeki başka kelimelerde hata yok. Ama bu ke

Sirkeci'den tren Avrupa'dan raportör-2

Dünkü yazımızda özetle Avrupa'nın Türkiye'ye ve İslam'a olumlu bakışının sürmesi gerektiğini ve bunun için Avrupa'ya da önemli görevler düştüğünü yazdık.Dünkü Yeni Asya'da bunu destekleyen önemli ve ilginç bir haber vardı. Almanya'nın Baden-Württemberg eyaletindeki adı bile ilginç olan Messkirch beldesinde inşa edilen Diyanet İşleri Türk İslam Birl

Sirkeci'den tren, Avrupa'dan raportör

Şair Ali Akbaş'ın "Sirkeci'den tren gider, varım yoğum törem gider" diye başlayan "Göç" adlı şiirini İbrahim Sadri'den dinlemeyenlerin vicdanı çok şeyden mahrum kalmıştır.1960'ta gidenler gittiler. İz açtılar. O izlerden gidenler izinlerde dönerken getirdikleri en değerli hediye Avrupa Konseyi'nin görgüsü, göreneği ve müktesebatı idi. O Avrupa Kons

İki değil dört çatlak

Dünkü Yeni Asya'da manşetten verilen "Dış Politikada İki Çatlak daha" başlıklı haberi okudunuz.Özeti de şöyle: "Tek adam rejiminin dış politikası İsrail, Mısır, BAE ve Suud'da keskin U dönüşlü manevralarına yeni çelişkiler ekleyerek devam ediyor." Gerçekten ilginç şeyler oluyor. Birkaç gün önce "AKP'li dostlar MHP iktidarına ne der" başlıklı yazımı