Ahmet Battal

Yeni Asya

Şuyuu vukuundan better

Nüktedan yazarlarımızdan Engin Ardıç önceki gün Sabah'taki köşesinde "Yanlış yaptılar" başlıklı yazısında bir cumhurbaşkanının üst üste en fazla iki defa seçilebilmesi kuralını eleştirirken aynen şunları yazdı: Burada çatır çatır kazanan, seçimden asla kaçmayan, kendine çok güvenen birisi var. Ama çok çok da başarılı olsa, on yıldan fazla başta tut

Hâkimin yardımcısı mı olurmuş

Uzun zamandır konuşulan bir radikal değişiklik nihayet yürürlüğe girdi.Önceki günkü Resmî Gazetede yayınlanan bir Kanunla hâkim ve savcı adaylığı (stajyerliği) sistemi köklü biçimde yenilendi. 2023'te başlayacak uygulamayla, hâkim ve savcı stajyerliği kaldırılarak yerine 3 yıl süreli hâkim ve savcı yardımcılığı getirildi. Bu statü aslında hâkim ile

Satılık şirketler ve sahte güvenler

Gazete ilanları azaldı. "Sarı sayfalar" mazi oldu. Ama internet ilanları arttı. Bunlar teknolojinin faydaları ve bir tür gelişme göstergesi.İnternet ilanlarında ve gazete ilanlarında "satılık şirketler" var. Peki bunlar neyin göstergesi "Ticaretin" diyebilirsiniz de o kadarını biz de biliyoruz. Bahsini ettiğimiz şirketler faaliyette değiller. Malı

Neyi neden yazmayız

Siz Yeni Asya köşe yazarı Ahmet Battal olsanız,1. Ergenekon davaları sürerken ve sonrasında devleti adalete davet eden yazılar yazsanız, Ve bu yüzden, birileri, "zındıka komiteleri"nin varlığına yüz yıldır inanan sizi bile "ETÖ'cü" olarak damgalamaya çalışsa... 2. "Hükümet-cemaat ittifakı" ve "vesayet kurumlarına ortak operasyon" lafının bile yanlı

Devlet aklı be yav

Yeni Asya kendi ilkeleriyle baktığı ve kendi gördüğü taraftan haklı olduğu bazı meselelerde iktidara fikren muhalefet edince birileri diyor ki:"Bilmediğiniz işler var. Reisimiz her şeyi biliyor. O dinsever ve vatansever. Ona itimat edin ve işine karışmayın." Bunun en tipik örneği dış politikada ansızın yapılan U dönüşlerine ve sivil(!) yol arkadaşl

Devletin namusu: mevzuat.gov.tr

Hukuk devletinin ön şartı, devletin yazılı mevzuata önem ve değer veren bir "kanun devleti" olmasıdır.Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Osmanlı Devletinden devralarak sürdürdüğü en kaliteli işlerden biri mevzuatın yayınlanması ve arşivlenmesi ile ilgili sistemdir. Resmî Gazete yeni mevzuatın ve mevcut mevzuattaki değişikliklerinin devlet tarafından re

Kırk olsun, al da gel!

Ekonomiden anlamayız. Ama aşağıda yazacaklarımızın ekonomi ile alakası yok. Doğrudan doğruya "milletin cebi" ile ilgili.Son yıllarda ve bilhassa son bir senede orta direğin tümden çöktüğü açık. Dar gelirlinin dardardargelirli haline geldiği de belli. İhracattan kazanan tuzu kurular hariç genel olarak milletin tuzu da şekeri de sele gitmiş durumda.

Hep bir hallı Turhallıyız

Ankara'da bir Kurul var. Hakimler ve savcılar için. Eskiden adı da "Yüksek"ti. Yüksekteydi. Yüksekten başı döndü. Düze indi. Düzde "Hakimler ve Savcılar Kurulu" oldu. Zira Ankara'da yüksekte tek bina var artık. Ve o binada da tek "adam".İşte o Kurul beş bin hâkimin görev yerlerini değiştirdi. Bu son derece rutin bir uygulama. Yargı âlemindeki adı "

Yasamayı yürütenden yargıya tal.

Tartışılması bile abes olan güncel hadiseyi biliyorsunuzdur.Bir avukat "karakollarda müvekkilimizin ifadesi alınırken bizi figüran yerine koyuyorlar, ifade tutanaklarına beyanlarımızın geçirilmesine izin vermiyorlar" diyerek uygulamayı ombudsmana şikayet ediyor. Yürütmenin işlemlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemekle görevli olan Kam

Ata yakışan gözlük

Önceki gün de yazdık. Herkesin bir tarzı var. Her gerçek partinin kendisine göre bir istikameti, duruşu ve yürüyüşü var.Partilerin omurgasız olması kadar sıkıntılı bir şey yok. Pelte partiler siyaseti de peltekleştiriyor. Zaten gerçek partiler omurgasıyla vardır. Omurgasız partiler ise bir şekilde iktidarda da olsalar aslında parti bile değillerdir