M. Kemal hayranlığı meselesi

Bu konuyu yine yazmak zorunda kalmak bile esef verici. Ama mecburuz.Dünkü yazımızda "M. Kemal sevgisi konusunda kim samimi kim değil Bunu bilemiyoruz. Kendi 'tek adam'larını maziye gömmüş olan demokrat devletlerin efsane kulübü olan AB'ye girebilmiş olsaydık çoktan bu mesele de hallolmuş olacaktı." demiştik. İşte bir örnek: Geçen günlerde muhafazakârların kurup yönettiği ve bizim de pasif üyelerinden olduğumuz geniş bir whatsapp hemşeri grubunda yaşanan ilginç hadise de bunun göstergesi. (Bu grup aynı zamanda dernek faaliyetleri de yapıyor. Yani aralarında sıkı sayılabilecek bir iş birliği ve uyum var ve dolayısıyla ana hatlarda da olsa bir tür fikir birliğinin de olması mümkün ve gerekli). Bir ilin müftü yardımcısı grupta Kadir Mısıroğlu'nun videosunu paylaştı. Vay sen misin bunu yapan. Anında linci yedi. Sevenler, duble sevenler, triple sevenler ... yazdı durdu. Grupta "ben M. Kemal'i sevmek zorunda mıyım, eleştirel bakmaya hakkımız yok mu kardeşim" diyecek birileri vardı. Ama ilginçtir ve gariptir hiçbirinin de -tabiri caizse- gıkı çıkmadı. Neden M. Kemal'in bir asker olarak başarılarını bile eleştirel bir gözle okumayı başaramayan bir resmî tarihimiz hâlâ var. Hem de 12 Eylül Darbecilerinin icadı olan Anayasal bir çatı kurumdan (AKDTYK) besleniyor. Yani yalanlar Anayasal bir kurumdan kaynaklanıyor. Ama "asker M. Kemal"in başarıları onun bilhassa tartışılabilir olan diğer bütün özelliklerinin üzerini örten ve asla görmememizi sağlayan bir şal gibi. O kadar ki "Ama Hangi Atatürk" diye soran kitaplar bile gözden düşürülüyor. Onun kaç hayat devresi vardı Fikirleri