Zeynep Oral

Cumhuriyet

Defolup gidin!

Sevgili okurlar, bugün size İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nden izlediğim o muhteşem "Romeo ve Juliet" balesini mi, yoksa Şahika Tekand topluluğu Stüdyo Oyuncuları'nın olağanüstü ve çarpıcı "Ölüyor mu ne" adlı oyununun mükemmelliğini mi paylaşsam diye düşünürken... Dün, öyle bir "darbe sabahı"na uyandık ki kendimi yazı yazabilecek durumda bulamadı

Yaşasın edebiyat!

Buyruk geldi. "Silkeleyin şunları!" Yandaşlar, troller hücuma geçti. Silkele, silkele boşuna! İstediğin kadar silkele, insanın özünü yok edemiyorsun! Sonradan görme, şan şöhret, güç itibar tutkunu kifayetsiz muhterisler silkeledikçe, kendi eğreti takıları, pulları döküldü. Gerçek yüzlerini millet açık seçik gördü! Silkelenenler ise her gün milletin

Vazgeçmek yok!

Ne komik bir ülke olduk: Vedat Milor Kent Lokantası'nı beğenince soruşturma... CHP'ye "kadın düşmanı" suçlaması! (Sen tut kreş aç! Ne büyük gaflet!) Samsun Belediyesi, kadın personele iftardan önce yemek yapsın diye işten bir saat erken çıkma izni veriyor! (Ee, çamaşır ütü ne olacak) Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'nın okullarda "Toplumsal Cin

Efsane ve düş kırıklığı...

Ah be Maurice Bejart keşke ölmeseydin! Ya da ölmeden önce "Bundan böyle bensiz kimse benim adımı kullanmasın" diye bir vasiyet bıraksaydın! "Aşk ve ölüm, tutku ve nefret, siyah ve beyaz tüm bu zıtlıklar arasındaki dengeyi büyüleyici danslar ve melodiler eşliğinde sahneye taşıyorlar" diyordu ilanlar. Lozan Bejart Balesi topluluğunun gösterisi "Balle

Karşıdevrim sürecinde 8 Mart...

8 Mart haftası... Yine herkes bol bol kadınlar üzerine konuşacak. Boş vaatler, ayrıştırma çabası, geçmiş yanlışların tekrarı, yeni umutların tırpanlanması, kadına çiçek böcek yakıştırması birbirini izleyecek. Kâh anam bacım savsatası kâh dik duran kadına şiddet uygulanması... Eğer kadın hakları insan haklarıysa, eğer sadece 8 Mart haftasını değil,

'Barış' sözcüğü havada uçuşurken...

Barış sözcüğü son günlerde bol bol havalarda uçuşuyor, ne güzel ne mutlu! Ne büyük umut! Ah bir de inanabilsek, bir de güvenebilsek! Bu dünyada barış adı altında ne savaşlar, ne istilalar gördük. Barış diyenleri az mı hapse tıktık! Barış diye diye ne işkenceler ne baskınlar, ne zulümler ne tehditler... Barış diyenlerin bugün ödüllendirilip yarın öl

Her daim Yaşar Kemal

"Yaşamla, kitaplarla kendimi zenginleştirmeye çalışıyordum. Bir merakım doğayı yaşamaksa, onu gözlemlemekse ikinci merakım da insanları yaşamak, insanları gözlemlemekti. Bir de sosyalizmdi en büyük tutkum. İnsanların sömürülmesi, açlığı, çalıştıkları halde kazanamamaları beni derinden yaralıyor, insanlığın bu inanılmaz kötü, adaletsiz durumuna baş

Maria ve Ötekiler

Sinema ne muhteşem bir sanat, önünüzde büyük ufuklar açabiliyor. Bizi düşünmeye zorluyor, hayatı çok yönlü sorgulamamıza yol açıyor. Derhal sadede geliyorum. Geçen hafta içinde adından çok söz edilen üç film izleme fırsatı buldum. Üçüne de değinmek isterim: KAPİTALİZM VE SANAT İLİŞKİSİ "Brütalist" önce mimariyle yok hayır, tüm sanatlarla ilgilenen

Bellek kaybına karşı mücadele...

Dün gazetemiz Cumhuriyet'in manşeti "Dava yağmuru"ydu. Dava üzerine dava açılıyor; soruşturmaların, gözaltıların sonu gelmiyor. Siyasetçiler, belediye başkanları, yazarlar, gazeteciler, iş insanları, esnaf, sosyal medya kullanıcıları, sokaktaki insan... Özetle biat etmeyen, AKP'ye övgüler sunmayan herkes tehdit altında. Korku imparatorluğu inşa etm

80 yaşım merhaba

Şimdi canım annem burada olsa "Nereden çıkardın 80'i Daha 79'sun. İnsan doğduğu gün bir yaşında olmaz ki..." derdi.Doğru, haklı. Ama ne var ki "seksen" sözü çok hoşuma gidiyor. Bu bir yana... Bir de... Dün (15 Şubat) itibarıyla 80'e adım atmış, 80'e ayak basmış bulunuyorum. Bütün bir yıl boyunca seksenin içinde yol almaya, dertlere, belalara, haksı