Zeynep Çakır

Yeni Asya

Yine tesettür rahatsızlığı

Geçtiğimiz günlerde magazin dünyasına tesettürlü bir anne damga vurdu. Oyuncu Feyyaz Şerifoğlu'nun annesi düğünden daha çok yorum aldı.Benim de bu düğünden ve anne üzerinden dikkatimi çeken ve yorumlamak istediğim bazı noktalar oldu. Anne Rize ayelili ve mazbut bir hayat sürdüğü belli bir hanım. Kaldı ki oğlu da anne babasını bu düğün öncesinde mag

Milletin kalp hastalığı

"Grip adam öldürmez, diyorum amma ölenler de benim gibi insan.Galiba ben de öleceğim, galiba değil, muhakkak. Bir ikindi ezanından sonra beni de şu köprüden geçen tabutların arasında sıraya koyacaklar... Önde bir deve katarının çıngırakları, arkada adamın "Allah rahmet eylesin diyenin yedi ceddine rahmet olsun sesi... Arkamda öyle tükenmiş bir düny

Yollar mı uzak, yoksa gönüller mi

Reşat Nuri Güntekin'in "Anadolu Notları" kitabından bir alıntı:"Ağalar; nereden geliyorsunuz bakalım böyle "Konya Ereğlisi'nden. "Nereye gidiyorsunuz "Adana'ya. "Ereğli'den ne vakit çıktınız "Eh var iki, üç dört gün... "Adana'da ne yapacaksınız Hiç... Sanki biraz malımız var da satacağız." Eşeğe yükledikleri iki küfe ve ancak 8-10 kiloluk kayısıy

Tesettürüm ile her yerde varım!

Üniversite 1. sınıftan 2'ye geçtiğim yaz tesettüre de geçmiş oldum.O senenin Kurban Bayramını seçmiştim başlangıç olarak. Rahmetli annem ve kardeşim ile bayramlık alışveriş için Fatih'e gittik. Kumaş, başörtüsü ve ayakkabı aldım. Zira mevsim yaz ve tesettüre uygun bir kıyafetim yok. Öyle hemen mağazaya pazara git, iki üç çeşit al pratiği de yok o z

Normal Anormal

Yaşlanmak normal, genç kalmak için yapılan müdahalelere esir olmak anormal.Yaşamak için yemek normal, yemek için yaşamak anormal. Maddiyat istemek normal, maddiyata göre insana değer vermek anormal. Evini sevmek normal, evin kölesi olmak anormal. Eleştiri normal, hakarete eleştiri süsü vermek anormal. Güzel giyinmek istemek normal, tıka basa gardır

Deprem ile sarsıldık

Yine bir bahara daha eriştirdi Rabbim. Ömrün sonbaharı olsa da bahar ruha bir gençlik iksiri, yaşama sevinci vermiyor değil. Deprem ile sarsıldık, korktuk dünyadan bir anlığına koptuk.Fakat hayat devam ettikçe ona dair her şeye tekrar bağlanıyor, seviyor, müştak oluyoruz. Tabiî neyi neden sevdiğimiz önemli burada. Mana-i harfî ile sevip Sâni'in nak

Gündemi paylaşmaktan mı, payımıza düşenden mi mesulüz

İstanbul'a döndüm. Evimi özlemişim. Bu tabir çok tuhaf gelebilir. Zira Yalova da evim. Ama asıl olan İstanbul oluyor, aidiyet hissi daha ağır basıyor.Her ne kadar İstanbul'da olsam da aklım Yalova'da. Babamı ve kardeşimi düşünüyorum. Babam her dönüşümüzde çok mahzun oluyor, boynu bükülüyor. "Gel" diyoruz gelemiyor. Değişiklik istiyor, ama yaşlılık

Gassal furyası ve bir ünlünün vefatı

Biz günübirlik telâşlar içindeyken, toplumsal hafızaya düşen gündemlerden de payımızı alıyoruz. Bu kez bir sanatçının vefatı ve bir dizinin yankıları bu günlere damgasını vurdu.Önce Gassal dizisi... İzleyen, yorumlar yapan, bilboardlarda "Ölünce beni kim yıkayacak" ifadesinden sarsılan, etkilenen çoğu kimse, diziyi merak edip izlemeye başladı. Ve d

Edep sen ne güzel şeysin!

Ayşe Kulin'in babannesinden aktardığı çok ibretli bir hatıra var. Çocuktum diyor, babannemin bahçesinde oynuyorum. Babannem de et pişiriyor.Birazdan çıkıp bahçe duvarına bitişik evdeki komşusuna sesleniyor. Ayşe'nin canı sizin ağaçtaki şu eriklerden çok çekmiş komşucum, biraz verebilir misin Komşu da tabii ki büyük bir memnuniyetle diyerek hemen bi