Yetenekli Kalemler

Türkiye

Ailenin kalbinde değişmeyen değerler

Dünya hızla değişiyor. Teknoloji, şehirleşme, bireyselleşme derken hayatın ritmi artık eskisi gibi değil. Her şeyin yenilendiği bu çağda, insanın en eski ve en güvenli limanı olan aile ise hâlâ ayakta kalmaya çalışıyor.Aile, sadece aynı soy bağına sahip insanların bir arada yaşadığı bir kurum değil; insanın sevgiye, güvene ve ait olmaya dair en der

İlklerin Adamı,Vezir Nizâmülmülk

İsmi Hâce Kıvâmüddîn Ebû Ali Hasan bin Ali'dir. 1018 yılında İran'ın Türkistan hududundaki Meşhed'e yakın küçük bir şehir olan Tus'ta dünyaya gelmiştir. Gaznelilerin Horasan valisinin maiyetinde olan babasının yanında yetişen Hasan bin Ali, kardeşi Ebü'l-Kâsım Abdullah ile birlikte çok iyi bir eğitim gördü. Fıkıh, hadis, edebiyat ve sair ilimleri ç

Sessiz ama insanca...

İnsanın içinde bir ses vardır; bazen fısıltı gibi bazen gürültü gibi… Bir yanım sabrı, merhameti hatırlatırken; diğer yanım öfkeyi, hırsı, bencilliği dürter durur. O an anlıyorum ki insanın kalbi bir savaş meydanıdır.Tasavvuf bu savaşı "nefsi emmare" diye adlandırır. Freud başka bir dille "id" der. Farklı çağların, farklı coğrafyaların ortak hakika

Noktalamaca

''Bir nokta''nın anlatamadığını ''üç nokta'', onun anlatamadığını ''sıra noktalar'' anlatır!''Ünlemli nokta''lar, ''soru işaretli nokta''lar işe karışırsa, iş uzar gider! Hele bir de ''noktalı virgül'' araya girmeye görsün!Bunların hızını kesse kesse ''virgül'' keser, dinleyeni olursa!Zavallı ''tırnak işareti'' ortalığa disiplin katmaya kalkışır da

Dilenciliğin böylesi!..

Biz sürekli zaman dilenen insanlarız. Çevremize hiçbir şeye vaktimizi olmadığından yakınırız. Çok istiyorum amalarla başlayan bin bir çeşit bahanelerle muhabbetimize devam ederiz. Aslında vakit var ama biz vaktimizi sosyal medyalarda geçirdiğimiz için kendimize vakit ayırmak imkansız. Vakit ayırdığımızı sandığımız o anlar bile sürekli telefonlarla

Bu asırda yaşamak...

Bu asırda yaşamak insana imtihan olarak yeter. Her devir kendi gamını taşır, lakin bu zaman başka. Ne sokaklar eski sokak ne insanlar eski insanlar. Her fert bir telaş içinde savrulur.Vaktiyle kalpler kırılmaz, hâtıralar unutulmazdı. Şimdiki insanlar eşyaya kıymet biçerken, insanın kıymetini unutmuştur. Çok bilir, lâkin az hisseder, göz görür, lâki

Akla en yatkın olanı

Şuna canıgönülden inanıyorum: Bu dünyada herkesin bir varoluş amacı vardır. Demek oluyor ki herkes dünyada bir iş için yaratılmıştır.Zaman, mekân, tarih, coğrafya, dil, ırk, renk vs. her ne olursa olsun… Bu düşünce bir Müslüman söz konusu olduğunda daha bir anlamlı hâle geliyor. Zira İslam dininin bildirdikleri içerisinde de bu olgu kendine yer bul

İnsanı düzeltince dünya düzeldi!

Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü. Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve parka ne zaman gidebileceklerini sordu. Baba oğluna söz vermişti, bu hafta sonu onu parka götürecekti. Ama hiç dışarı çıkmak

Bu gidiş nereye

Hayatta insanın en yanıldığı şey, elindekilerin kalıcı olduğunu sanmasıdır. Koşuşturmalar, bitmeyen istekler derken günler göz açıp kapayıncaya kadar geçer gider. Biriktirdiğimiz mallar, kazandığımız unvanlar bir süre sonra önemini yitirir. Aslında geriye kalan tek şey, nasıl yaşadığımız ve kalbimize neler bıraktığımızdır.Dünya, parıltılı bir pazar

Öze aykırı uyum

Manen nasıl hissettirdiğimizi es geçip maddeten nasıl göründüğümüzü gereksiz şekilde önemsemiyor muyuzNe yazık ki "Ye kürküm ye" sözünü boş yere söylememiş Nasrettin Hocamız. Suret maalesef ki başrolde olmuş her devirde ama bugün yaşıyor olsaydı belki de "ye koltuğum, ye halım; ye masam" falan da diyebilirdi kim bilirAma yani "tişörtümü pantolonun