Aile mutlu olmadıktan sonra

Cebinde bu kadar yüksek marka telefon olan, her istediğine anında kavuşan bir çocuk babasından başka kimseye değer vermez, kimseyi dinlemez. Babası gibi olmayanlar onu rahatsız eder. Bir süre sonra babası da isteklerine yetemez hâle gelir. İstediği olmamaya başladığında öfkelenmeye ve babaya olan saygısını da yitirmeye başlar.

Böyle bir çocuk akranlarıyla oynamada sorun yaşar. Onlara kendi aldıklarından, kendinde olanlardan söz edince, çocuklar ya onun gibi olmak üzere kendi aileleriyle görüşürler. Ya da onu dışlarlar. Ya da ona zorbalık yapmaya kalkışırlar.

Böyle çocuk annesi tarafından da kontrol altına alınamaz. Çocuğu terbiye etmek ayrı bir şey ona dediklerini yaptırmak ayrı bir şeydir. Çocuğa prensip söylerken annesine de prensip söyleyen sen olunca evde bir patron patrondan emir alan iki çalışan konumu çıkar. Bu ise evde baba ile eşit derecede otorite olması gereken anneyi çocuğun gözünde bitirir. Baba evde olmayınca ona otorite olamayan anne çocukla sorun yaşar. Baba eve geldiğinde mutsuz çocuk, mutsuz anne ile karşılaşmaktan kendini alamaz.

Bir baba evde eşi ve çocuğu var iken kendi başına oyun oynayamaz. Oyun oynarken baba olmaktan çıkıp bağımlılar kategorisinde olur. Ha kahveye gidip kâğıt oynamıştır ha evde bilgisayar oyunu oynamıştır. İstediği kadar stratejik bilmem ne olursa olsun. Evde aileyi mutlu edemedikten sonra beş para etmeyen bir süreçtir.

Bu oyuna takılan kimse kim olursa olsun asla iradesine sahip olamaz ve masabaşı, yiye yiye obez olması kaçınılmazdır. Obez olan kimse hareket kısıtlılığı yaşar. Bu ise onu babalık rolünde bir sıfır geriden başlamaya öter. Başarısız baba olur.

Ayrıca yüzüne karşı denilmese de istenmeyen eş olur. İş yerinde de kimse bir şey demese de sevimsiz bir tip olur. Bu kesinlikle sosyal gerçektir. Hiçbir kılık kıyafet ona göre olmadığı için ister istemez çuval gibi giysilerle dolaşmak zorunda kalır. Bu ise aslında moral bozucu bir durumdur. Çözümü bilgisayar oynaması gibi masabaşı hareketsizlikten kurtulmak ve böylece zoraki yemekten uzak kalabilmektedir. Bu konuya devam edeceğim...

Ayhan Özbek-Öğretmen

ŞİİR

Vakit bu vakittir

Geçen günler geri gelmedi, gelmez,

Farkındayım akıp gidiyor zaman,

Bir sel gibi beni önüne katarak.

Şu anın kıymetini bilen adam

Olabilmekte marifet,

Şeytan boş silahı değil,

Boş anını gözler dikkat et!

Pusulamızdır, zamanı verenin yolunda,

Zamanımızı harcamak.

Bin atlı akınlara giden bir akıncıyı düşledim,

Şimdi olsa nereye olurdu

Hiç durmazcasına şanlı akını

Şimdi akınlar hep insanın içinedir,

Şu hız ve haz çağında.

Kendini fetheyleyince dolaşır kıtaları,

Hiç durmazcasına giden şanlı akıncı.

Fedakârlık zordur azizim, şu dünyaperest asırda,