Yesevizade Alparslan Yasa

Milat

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (73)

Son Posta'daki mülâkat Son Posta gazetesi, bir Sabataî-Mason ekip tarafından neşredilmekteydi: A. Ekrem Uşaklıgil, Selim Ragıp Emeç ve Halil Lûtfü Dördüncü (Son Posta 1930'da têsîs edildiğinde, Mehmet Zekeriya Sertel de, Gazetenin ortağıydı; 1936 Haziran'ında hâlâ Gazetedeki ortaklığının devâm edip etmediğini tesbît edemedik. O günlerde, Mustafa Ke

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (72)

Kandemir'in sahîh mülâkatı Sertel'lerin Yarım Ay mecmûasının, hayâtında riyâ nedir bilmemiş Mehmed Âkif'le yaptırdığı mülâkattan nasıl Kemalist Propagandaya malzeme olacak yalanlarla örülmüş muharref bir metin çıkardığını bize gösteren bir delîl de, kıymetli gazeteci ve birçok araştırma kitabının müellifi Feridun Kandemir merhûmun (İstanbul, 1895

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (71)

(Yarım Ay, 15.12.1938, sayı 92, s. 27, Yazı Direktörü: Emin Refik Uzman) Yarım Ay mecmûası Sertel'lerin Amerikanvârî magazin neşriyâtı cümlesindendir; idârehânesi de, Resimli Ay Matbaası bünyesindeydi Bütün bu sözleri "bizim Mehmed Âkif'imiz" sarfetmiş olabilir mi Bu suâle mâkûl bir cevâb verebilmek için şu tesbîtler dikkate alınmalıdır: 1) Ya

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (70)

Ona mûteriz, ona muhâlif olanlar, onu tenkîde cür'et edenler: "Bütün dünyânın lânetine uğrıyan münkirler! Deliler! Himalaya'nın dibindeki yılanlar, çiyanlar, yerlerde sürünen soysuzlar!" "Ne yazık ki, Onun 9 uncu ölüm yıldönümünde, içeride, dışarıda bazı münkirler türemiştir. Dışarıdakiler, bütün dünyanın nefret ve lânetine uğrıyarak her gün biraz

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (69)

"Ölüler! Onun ölümüne bir kere daha ölmek için ayağa kalkın! Dünya! Dönme dur! İlh" İkinci metin de, yine Sertel'ler tarafından neşredilen Tan gazetesinin 19 Kasım 1938 târihli nüshasının ikinci sayfasında, "Atatürk Geçecek" başlıklı, üstelik Gazete nâmına kaleme alınmış bir hezeyânnâmedir. Öyle ki Fahri Ecevit'in yukarıda naklettiğimiz hezeyânnâme

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (68)

Rahmetli Prof. Dr. Yahya Sezai Tezel: "Rahşan Ecevit Bir Azîze Değildi!" A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde, 1992-1993 Ders Yılı Bahar Döneminde, "Genel İktisat Tarihi" dersinde talebesi olduğum kıymetli İktisâd Prof. Dr. Yahya Sezai Tezel Hocamın (Trabzon, 1941 Ankara, 19.10.2022, Muğla, Marmaris, Bozburun Mez.) Rahşan Ecevit'in vefâtı vesîlesi

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (67)

"Atatürk ölmedi. O, bütün millettte yaşıyor ve bu suretle yarattığı eserler de onlar tarafından millete emanet edilmiş bulunuyor. Yine onun eseri olan asîl Türk milleti, kahraman Türk ordusu, yarattığı gençlik, Cumhuriyet rejiminin ve Türk vatanının yenilmez bekçileridir. "Atatürkü kaybettik; Türk milleti sağ olsun! "Millet ayaktadır ve taziz, takd

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (66)

"Artık yeter! Bu adamlar vicdânımıza, dînimize, ve mukaddesâtımıza dil uzatmasınlar!" "Asıl irtica, bizi, beş bin yıl evvelki güneş dinine, İsa'nın havarilerinin safsatalarına götürmek isteyenlerdir. "Arkadaşlar; kendi her türlü menfaatini dinsizlikte arayanların ne karakuyuları, ne de gayya kuyuları, hür fikirleri tehdit ile hadisatın seyrini deği

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (65)

"Tanrı sözlü bir timsal" Hatırlanacağı vechiyle, Araştırmamızın işbu 2. Fasl'ına, onun "Atatürk'e Sesleniş" başlıklı şiirinden birkaç putperestâne mısrâ naklederek başlamıştık: "Adın besmeledir her işimizde! Yarın bir iskelet olsak mezarda, 'Atatürk' çığrışır kemiklerimiz; Nimetinle dolu iliklerimiz!" Onun şiir külliyâtı arasında buna benzer bir

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (64)

Bir başka "Ataputçu": "Adın besmeledir her işimizde! Yarın bir iskelet olsak mezarda, 'Atatürk' çığrışır kemiklerimiz" Behçet Kemal Çağlar (Erzincan, 23.7.1908 İstanbul, 24.10.1969, Zincirlikuyu Mez.), -Aka Gündüz'ün aksine- hakîkî şâir vasfını hâiz olmakla berâber, Allâh vergisi bu kâbiliyetini Yaradan'a isyân ve şahısperestlik gibi bir iptidâî