Ünal Bolat

Türkiye

Eğitimsiz öğretim olur mu

"Babam da olsa o sopa zoruma gitti ve önünü sonunu düşünmeden evi terk etmiştim..."Bazıları "Falaka" hikâyesine pedagojik açıdan bakmak yerine hamaset penceresinden bakar ve burada gizliden gizliye din düşmanlığı olduğunu iddia eder. Oysa konuya ön yargısız bakıldığında işaret edilen şeyin eğitimdeki yöntemin önemine vurgu olduğu anlaşılacaktır.Eme

Alkış

"Alkış, benim kendisine dost olduğumu anladıktan sonra o da bana dost olmuştu..."Köpeğin de hatırı vardır. Son zamanlarda basın yayın haberlerinde köpek teröründen çok bahsediliyor. Bu haberlere belki de en çok ben üzülüyorum. Hatırama gelince:Bir gün kır sayılacak bir yerde bir köpek ve yavruları gün yüzüne çıkmışlardı. Herhâlde sekiz on tane yavr

Kiminin parası kiminin duası...

"İki saat sonra o genç elinde valizi ile geldi. Kara kaş kara göz çok sevimli bir delikanlı."İhlas Vakfı Erzincan İhlas Erkek Öğrenci Yurdunda yaşadığım hatıralara bugün de devam ediyorum..."Ben de cebimdeki 10 lirayı arkadaşıma verdim ve çay içmeden ayrıldım. Sonra yurda geldim. Siz beni çağırdınız ve 100 lira verdiniz. Bugün de cebimde 20 lira va

Kantinde çay içmeyen genç...

İhlas Vakfının Erzincan'daki hizmetlerinde çalışırken 1995'te İhlas Vakfı Erzincan Erkek Öğrenci Yurdu açıldı ve ben de yurda müdür olarak atandım. Ülkemizin çeşitli şehirlerinden gelip yüksek tahsil yapan öğrencilere hizmet veriyorduk.Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden güzel yurdumun her köşesinden pırıl pırıl gençler geliyor ve onlarla yakinen

İlk ve son kez oldu!

Hâkim Bey, "çok tebrik ederim hocam. Ben de gideyim artık, yine görüşürüz"dedi.Hâkim Bey ile yaşadığım hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Üzerimdeki heyecanı ve korkuyu atmaya çalışırken, birdenbire bir alkış tufanı kopmaz mı Köylülerin "vay be, bravo, helal olsun, sen neymişsin be hocam" bağırışları içinde iltifatlara ve sevgi gösteriler

Kimseyi inandıramadım!..

Hâkim Bey ile yaşadığım hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Kimse bana inanmıyordu ama gerçekten de ömrümde hiç ata binmemişim. Ata binmemem için ne kadar ısrar etsem de hemen iki at getirilerek hazırlandı. Hâkim Bey de "haydi hocam seç bakalım atını" diye teklifte bundu. Çaresiz kalmıştım, nezaketen kabul ettim:"Sıkıca tutunarak ağır ağır

Hâkim Beyin hatırına

"Onlara göre koca bir hâkimin genç bir öğretmeni ayakta karşılaması olacak iş değildi..."İki yıllık ilkokul öğretmeniydim. 1973 yılıydı... Göreve başladığım köyü, ilçe hâkiminin öğretmen olan kız kardeşi ile karşılıklı değişmiştik.Bu köy, değiştiğim köyden daha gelişmiş ve iyi durumdaydı. Üstelik dokuz öğretmeniz. Değiştiğim köy ise küçük ve bakıms

O hepimizin rol modeliydi...

"Bir kış günü aracın ön camına naylon çekip Gökçedağ üzerinden Dursunbey'e vardık."Hatırama bugün de devam ediyorum... Seferberlik yılları böylesine zormuş. Koca Hasan dedemle, Hatice ninemin üç kızları ve bir de oğulları olmuş. Yani Hasan dayıma ya da Uzun Hasan'a rahmetli dedem kendi adını vermiş. Hasan dayım daha on yaşlarında iken babası vefat

Seferberlik çocuğu olmak...

"Köz külüne gömülüp pişen patatesi çocuklar, açlıktan kabuğunu soymadan yerlermiş."Büyükorhan'ı terk edip Balat'a (Dursunbey) göç etmişler.Koca Hasan dedem, annemin babaannesinin babası, babamın da annesinin babasıymış. Yani böylece ikisinin de dedesi. Eşi o yolculuktan önce vefat etmiş. Koca Hasan dedem orada bulunduğu sürede büyük bir çiftlikte k

Koca Hasan dedem...

"Koca Hasan dedem çok dirayetli bir adammış. Çocuklarını ve torunlarını bir gece toplamış ve..."Ülkemiz için 1999 yılı çok hüzünlü bir yıl olmuştu. İzmit ve Düzce depremlerinde birçok vatandaşımızı kaybetmiş, mal ve can kaybının en yükseğe eriştiği doğal bir afeti yaşamıştık.Bizler de bu depremin olduğu gece 17 Ağustos 1999'da Bursa'daki evimizde i