Ünal Bolat

Türkiye

Bin abone mi, nasıl olur

"Yine bir seferinde İstanbul'a gittiğimde dediler ki:"Ramazan, senden bin abone istiyorum..."Gazetemiz Türkiye'nin 18 ciltlik İslâm Âlimleri Ansiklopedisinin verildiği yıllar İstanbul'a gittiğimde Enver Ören ağabeyler beni ne zaman görseler Gölhisar'daki abone durumunu sorarlardı. Ben de buna çok sevinirdim. Yine bir seferinde İstanbul'a gittiğimde

En güzeli nişanlı olmak

"Seni hiç yakar mıyım oğlum dedin ama yaktın beni anne" dediğimde o sevinçten ağlıyordu...Annemin ısrarı üzerine dünür olmaya gittiğimiz evde gördüğüm ve ilk görüşte âşık olduğum, sonra da anneme "ne olur söz istemeden ayrılma" diye yalvardığım süreci anlatmaya bugün de devam ediyorum...Meğer evlenmek ne güzel bir duyguymuş. Evlenecek olmak ne heye

Bir gördüm, âşık oldum...

Canım anam cevabımı bekliyordu. "Anacığım söz almadan sakın kalkma" deyince o da şaşırdı!Dünkü hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Benim mürüvvetimi görmek isteyen annem, benim kararsızlığıma iç çekiyor "Yavrum sen benim her şeyimsin. Seni hiç yakar mıyım Yeter ki, bir gör" diyordu. Tamam annemin bu ısrarından kurtuluş yoktu, onu üzmemek

Anne beni yakma!..

"Anne razı olmayacağın biriyle kesinlikle evlenmem, için rahat olsun ama lütfen şu an değil..."Babam ben küçükken bir iş kazasında vefat etmiş. Canım annemle birlikte ana oğul çok zor hayat yaşadık, ama çok şükür kimseye muhtaç olmadan yağımızla kavrulduk. Hem çalıştım hem okudum. Üniversiteyi bitirdim, mühendis oldum. Çok şükür yurt dışına dil kur

Bu nasıl sevgi böyle

"Hanımı görmesem rahat edemem, diyemiyor da 'bana bakacaktı nerede kaldı' diyor!.."Amcam Hasan Bayrak Tokat Niksar Ayvalı Köyünde çiftçilikle uğraşan kendi hâlinde iyi bir insandır. Bundan iki sene önce köyde, gece rahatsızlık geçiriyor. Amca oğlu Hilmi"Amcaseni doktora götüreyim" dediğinde "yok oğlum ben ölmeyeöleceğim, namaz kılarken öleyim" diyo

Hak yerini buldu ama...

"Allah'ın hikmeti ya, aynı gün o dairde hem de on adet akupunktur cihazı sattık..."Ramazan Mercan abiyle ilgili hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Ramazan Mercan abi, beni resmîdaireden kovan o adamla o gün kavga etmemi engelledi. Yaklaşık altı ay sonra o kovulduğum daireye yeni bir müdür atandı. O müdür de tanıdığım bir abinin ahbabıymış

Sinirimden ağlamaya başladım!

"Başım eğik hem üzgün hem sinirli hâlde önüme bakıyorken bir el omuzuma değdi..."Hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Kendi kendime adamın yaklaşımını yorumluyordum. Yahu adam kibarca bana "delikanlı bu hizmetleri resmîdairede yapman yasak" veya "izin vermiyorum git" deseydi, zaten ben hiç tartışmadan dışarı çıkardım. Bu adamın yaptığı ne k

At kaçtı, torba düştü...

"Ramazan Mercan abiyle 1987 yılında yaşadığım bir hatıramı sizlerle paylaşıyorum..."Egenin en sıcak günleriydi. Temmuz ayı ortalık âdeta kavruluyor. Yıl 1987 Türkiye gazetesi 18 ciltlik İslam Ansiklopedisini abonelerine verecek müthiş bir kampanya başlatmış. Ben de Manisa ili şehir merkezinde gazete abone dağıtım işlerinde çalışıyorum. Müdürümüz Ca

Tadı damağımda kaldı...

"Yerli malı haftasında öğretmen bir tabak meyveyle girer sınıfa. İçinde bir de muz vardır..."Hatırama bugün de devam ediyorum... Abileri Cemalettin ve Hasan ilkokula başlamışlardır çoktan. Kardeşleri Bahattin'in başı kel değil ya. Aynı okula yazılıp siyah önlüklü ve beyaz yakalı olur o da. Yolda görüp 'maşallah' diyenlere, "Oğlum okuyup büyük adam

Afyondan ayçiçek tarlasına...

"Çok normal bir kazadır bu köy yerinde, kırsalda.Doktora falan gerek yok canım!"Size, 40 yıldır Almanya'da yaşayan ama ülkesini ve halkını asla unutmamış; aksine daha çok sevmiş, sevgisini de sözde bırakmayıp 21 eser yazarak göstermiş bir yazardan söz etmek isterdim. Bu 1954'te Ankara'nın Nallıhan ilçesinin bir köyünde doğan bu yurtsever yazarımız