Ümit Zileli

Korkusuz

Ahlakın azı çoğu olmaz!

Ahlak erdemdir... Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğü Ahlak kavramını "Bir toplumda kişilerin uymak zorunda olduğu davranış biçimleri ve kurallar" olarak nitelendirse de pratikte akıl almaz sayıda insanın bu zorunluluğa hiç mi hiç kulak asmadığı herkesin bildiği, gördüğü, yaşadığı basit bir gerçektir... Ahlakın azı, çoğu, şekli, şemali de olmaz...

Bir ailenin anatomisi!..

Bu aile bunu hep yapıyor! Baba ve iki oğlu hemen her konuda "eksantrik" takılmayı pek seviyor... Örneğin üçü de Türklerden üçüncü çoğul şahıs olarak, yani "onlar" diye söz etmekten çok hoşlanıyor. Baba da, Prof. Olan oğlu da, aşk romanları yazarı olan mahdumu da yakın tarihle dilediği gibi oynamaktan ayrı bir haz alıyor! Baba, döne döne "bu milleti

Beyaz Sayfa Hareketi

Ben gazeteciliğe Ankara'da başladım...17 yaşında bir lise öğrencisiydim... O zamanlar adı Gazeteciler Cemiyeti olan derneğin başkanı Beyhan Cenkçi, onun yardımcısı da Nazmi Bilgin'di. Bu cemiyete üye olmadım; Cenkçi'nin cemiyeti yönetme şekli, gazeteciler yerine Kaş'ta torak alımlarıyla uğraşması, üyelere karşı takındığı tavır epey itici geliyordu

Kemalizmden niçin nefret ediyorlar

Ulus devlet düşmanlığı ve mazlum ülkelerin "köleleştirilme" projesini yazılarımda sürekli anlatmaya çalışırım, hatta evrensel adı bile hazırdır:- Yeni Dünya İmparatorluğu.Sırada, bu aşağılık sarmaldan, bu ulusların tüm zenginliklerine, geçmişlerine, geleceklerine "el koyma" operasyonundan nasıl sağ salim çıkabileceğimizi tartışmak var... Her ülkeni

Kahramanlar asla yenilmez!

27 Ağustos 1922... Büyük Taarruz'un ikinci günü... Saat 10.30... Bir ulusun varoluş ya da yok oluşunu belirleyecek son savaşın en kanlı çatışmalarının yaşandığı gündü o gün... Uzun süredir Afyon Karahisar mevkiine çakılıp kalmış olan Yunan kuvvetleri, bölgeyi askeri uzmanların "geçilemez" dediği müthiş bir savunma bariyeriyle kuşatmıştı. Yunan Başk

Onlar Cumhuriyete düşman!..

Yarın 30 Ağustos... Yine büyük bir coşku ve kutlayacağız büyük zaferi. Bize bu güzel vatanı armağan eden başta Büyük Devrimci Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımızı minnetle anacağız. Cumhuriyet düşmanlarının kindar saldırılarını da göreceğiz her zamanki gibi... Saldırı demişken, aslında birbirinden epey uzak gibi görünen, ancak konu Cumhuriyete,

Zifiri karanlıktaki cellat!

Elimde iki ciltlik muhteşem bir kitap var. Ortak isimleri şöyle: -Zifiri Karanlıkta. İlk cildin alt başlıkları ise neyi anlattığını gayet açık biçimde ortaya koyuyor: -İçten Çürüme-Celladın Gecesi! İkinci cildin alt başlıkları da ulaştığımız sonucu anlatıyor: -Demokrasi Tuzağı-Celladın Zaferi! YazarıMustafa Yıldırım... Siz onu daha çok 28. baskısın

Gerici kafanın cumhuriyet ve laiklik nefreti!

Yıllar önceydi... İsmail Kahraman'ın Meclis Başkanı olduğu zamanlardı... TBMM Başkanı sıfatlı muhteremin "kuyuya attığı taş" sonrası "laiklik" üzerine çiziktiren gerici-yobaz tayfayı izlemiştim günlerce... Bir yandan içim parçalanmış, diğer yandan da bir gazeteci olarak kahkahadan kırılmıştım... Yalanlar karşısında ise tiksinti duymuştum... Bu nası

Sonunda bizler mi sığınmacı olacağız acaba

Yıllar önce şöyle bir soru sormuştum: - Bilin bakalım, Türkiye'de kaç tane Suriyeli sığınmacı varYalnızca size değil, bu ülkenin başta en büyük Türk büyükleri olmak üzere, irili ufaklı tüm yetkililerine de sormuştum: - 3 milyon mu, 4 milyon mu, 5 milyon mu Pekii, bu soruyu niçin sormuştum Çünkü adım gibi emindim ki, bu ülkede hiç kimse gerçek sığın

?Geldikleri gibi giderler!

Büyük Devrimci Mustafa Kemal'in, tarihin altın sayfalarına kazınan sözleriydi... Tarih 13 Kasım 1918. Yıldırım Orduları Komutanı Mustafa Kemal, yanında yaveri Cevat Abbas'la birlikte Haydarpaşa Garı'nda trenden indiğinde saatler 12.45'i gösteriyordu. Adana'dan İstanbul'a üç günlük yolculuğun yorgunluğuyla yürümeye başladıklarında, aralarında Yunan