Ümit Zileli

Korkusuz

Yeni Türkiyenin iç acıtan halleri!

Onlar yoktular... Çok uzun zamandan beri yoktular... Hiçbirinden en ufak bir iz bile kalmadığını biliyordum. Unutulmuş, yok edilmiş, sanki bilinçli olarak yaşamımızdan sökülüp alınmışlardı. Belki biz yok olmalarına, kopup gitmelerine ses çıkarmamış, izin vermiştik... - Halbuki; onlar yaşamın ta kendisiydi! Dostluk, arkadaşlık, omuzdaşlık, yoldaşlık

Lozan: Sevr hainliğini tarihe gömen antlaşma!

10 Ağustos 1920'de, Osmanlı Devleti'ni utanç dolu bir yok oluşa, Türk Milleti'ni ise köle bir topluluk haline sürükleyen, Anadolu'yu dilimler halinde bölen antlaşma, Paris'in Sevr banliyösündeki bir seramik fabrikasındagalip devletlerle,Padişah Vahdettin'in gönderdiği heyet arasında imzalandı... Aslında, çoğu kimsenin bilmediği bir ayrıntı vardır;

Atatürk asla yıkılmaz efendiler!

Mustafa Kemal Atatürk, 1927 yılında TBMM'de 6 gün süreyle günde 6 saat okuduğu, bir diğer deyişle milletine hesap verdiğiNUTUK'a şöyle başlar: - 19 Mayıs 1919 günü Samsun'a çıktım... Yani Kurtuluş Savaşı o gün Samsun'da başladı, 3 yıl 4 ay 20 gün sonra İzmir'de düşmanın denize dökülmesi ile son buldu, 11 Ekim 1922'de Mudanya Antlaşması'yla ateşkes

Bir İslamcının kaleminden 2. Abdülhamit!

Yıllar önce Tarihçi Doç. Dr. Sezai Balcı ve Prof. Dr. Mustafa Balcıoğlu, Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde yaptıkları uzun araştırmalardan sonra birlikte bir kitap yazdılar: -Rotschildler ve Osmanlı İmparatorluğu Öncelikle. Müthiş bir kitaptı! Bir efsaneyi yıkıyor, 2. Abdülhamit'in Filistin'i Yahudilere satmadığı yalanını belgelerle ortaya koyuyordu:

İhanetin adı: İngiliz Muhipleri Derneği!

Haftayı, Atatürk ve cumhuriyete kin kusayım derken komik olan bir muhteremin içler acısı hikayesiyle bitireyim... Bu yazıyı kaleme aldığım sıralarda AKP İstanbul Milletvekiliydi, şimdilerde eski milletvekili... Adı Ahmet Hamdi Çamlı... Hatırlayamadınız mı Kod adı "Yeliz" desem; gördünüz mü hemen bildiniz! TBMM'de oturumlar sırasında telefonuyla giz

İranlı bir sosyologun gözünden Atatürk

Bu ülkenin gericisi, yobazı, kendini özellikle "eski solcu" olarak lanse eden liberal paydaşı bir konuda pek güzel anlaşırlar: - Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı! En alçakça yalanları, iftiraları savunmaktan, birbirlerinden alıntı bile yapmaktan hiç mi hiç utanıp sıkılmazlar... Halbuki, dünyanın dört bir yanında büyük bir hayranlık ve saygıyla alkı

?Yetmez ama evetçi tayfanın günah çıkarma seansları!

Tee, 2013'te iktidar tarafından tarihin çöplüğüne gönderilmişlerdi... "Paydaş aydınlar" yıllarca arka planda kaldılar... Bir bölümü yurtdışına gitti, bir bölümü tamamen sessizliğe gömülüp buharlaştı... Kimi paydaşlar iktidara yamandı... İktidara öfkeli kimileri de FETÖ'nün yanında yer almayı tercih etti... Son grupta yer alanların bazıları bu terci

Sivas katliamının anısına: Bir zavallı vesile!

2011 yılıydı; Sivas katliamının 18'inci yıldönümüydü... Doğuş Üniversitesi, Zeynep Altıok'un işine son vermişti! Zeynep, bir şairin kızıydı... Yakılmış bir şairin... Sivas'ta, göstere göstere ve de tam 8 saatte diri diri alevlere teslim edilen bir babanın, Metin Altıok'un kızı... Tıpkı diğer 33 kişi gibi... Tıpkı sanatçıMuhlis Akarsu,yazarAsım Bezi

İslamda ruhban sınıfı yoktur!

Türkiye, çok uzun zamandır bir "trajediler" ülkesi, ne yazık ki! Daha iyi anlaşılması için "cennet gibi topraklar üstünde cehennemi yaşayanlar ülkesi" de diyebilirdim! Aklınıza gelebilecek her alanda, Tanrı'nın bir tek günü huzur içinde, küçük mutluluklar tadarak geçirebildik mi acaba, sorarım size Bir avuç Saraylı ve kuyruğunda dolaşan "paydaşlar"

?Çanakkale keşke geçilseydi bile dediler!

Siyasi İslamcıların mahallesine iltica etmiş bir şairin, Atatürk ve Sakarya savaşı üzerine "utanma ve vicdansızlık" sınırlarını çok geride bırakan açıklaması üzerine kaleme aldığım "Melhame-i Kübra" yazıma çok sayıda mesaj geldi... - Duyarlı mesajlarınız için içten teşekkürlerimi sunuyorum... Bu denli ilgi çektiğini görünce, bu gibi tiplerin tarihi