Cebelitarık Havalimanında iki saat

Cebelitarık İspanya'nın güneyinde Tarık Dağı'nın yanı başında sakin bir yerleşim yeri. Başkenti olacak kadar büyük değil ama merkezinin adı Gibraltar. İki saat havalimanı pistinde geziniyorum. Sakin, gerçekten yavaş bir şehir ya da bölge olan Cebelitarık'ın sessizliğini sadece inip kalkan uçaklar bozuyor.

HEP şu Cebelitarık'ı merak etmişimdir. Hele havalimanı konusu açılınca bu küçük yerleşim yerinin havalimanını mutlak görmek istemişimdir. Biraz geç kaldım sayılır, demiyorum. Çünkü Mart 2023'te pistin altından geçen bir otomobil tüneli yapılmış. Ama yayalar hâlâ pistin üzerinden yürüyerek karşıya geçiyorlar.

Bu da bana yeterdi zaten.

Cebelitarık'a ulaşmak için önce Malaga'ya uçuyorum. Karşı rüzgârlar fazla, 4 saat 16 dakikalık bir uçuşla Malaga havalimanına iniyoruz. Uçağımız THY'nin en yenilerinden A321neo. İyi bir kaptanla iyi bir iniş yapıyoruz. Ve sağa sola savrulmadan, hemen teker koyuyoruz.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Malaga'dan sonra Cebelitark Boğazı yakınına gitmek için neredeyse iki saatlik bir kara yolculuğu var. Gidiyorum. İki saat çabuk geçiyor. Çevrede görkemli çıplak dağlar ve ovalarda uzayıp giden yeşillikler var. Paralı otoyolların birinden diğerine geçiyoruz. Yollar çok iyi. Bir yerde durup kahve molası vermek iyi geliyor.

Güneye dönüyoruz. Bir süre sonra pat diye karşımıza Tarık Dağı çıkıyor. Cebelitarık onun eteklerinde. Dağı kucaklamış vaziyette. Yönlendirme levhaları harika. Hiç şaşırmadan Cebelitarık dışında İspanya topraklarında otomobilimizi park ediyoruz. Yanımda hem normal pasaportum var hem de İngiliz vizesi bulunan eski pasaportum (Çünkü burası İngiltere toprakları). Bir kez daha kontrol ediyorum.

ÖNCE İSPANYA'DAN ÇIKIŞ

Kulübeden biraz büyük bir binaya giriyorum. İspanya'dan çıkış için pasaport polisine gidiyorum. Normal pasaportumu gösteriyorum, İngiliz vizem olanı da soruyor. Bakıp inceliyor. Hatta biraz uzun da sürüyor. Eee bir mantığı yok. Eğer İspanya'ya girmişsem ve Malaga Havalimanı damgası varsa bu titizlik niye anlamadım. Neyse yine de zarif davranarak, geçiş noktasını gösteriyor. 200 metre civarında bir kaldırımdan yürüyorum. Karşıma İngiltere giriş kulübesi geliyor. Giriyorum, hem İspanya giriş damgası hem de İngiliz vizesi olan iki pasaportumu da polise uzatıyorum. Bakıyor, sorun yok. Ne kadar kalacağımı söylüyorum. İki-üç saat deyince şaşırmıyor. "Gelenler hep bu kadar kalıyorlar galiba" diyorum ve dışarı adım atıyorum.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

UÇAK PİSTİ BİR CADDE

Winston Churchill Bulvarı'ndayım. Yürümeye başlıyorum. Cadde pistin ortasından geçiyor. Bir sürü insan kimi yürüyerek, kimi bisikletleri ile caddeden geçiyorlar. Yani pistin ortasından. Uçak geçeceği zaman hemzemin geçit misali iki tarafta birer mania oluşturuluyor ve yaya trafiğine kapanıyor. Bir trafik ışığında kırmızı yanıyor.

Ben de yürüyorum. Uzakta terminal binası önünde açıkta park etmiş EasyJet uçağını görüyorum. Yolcularını alıyor. Çocuklar gibi seviniyorum. Kalkışı görebileceğim.

KISA PİSTİN SONU DENİZ

Cebelitarık Havalimanı 1939'da yapılmış. Deniz 600 metre doldurularak pist inşa edilmiş. 0927 yönündeki, deniz seviyesinden 5 metre yüksekteki pistin toplam uzunluğu 1829 metre. Kısa adı (GIB) olan havalimanının küçük bir terminali var. Yılda 400 bin yolcu buradan geçiyor. Başta İngiliz havayolları ve EasyJet yoğun sefer yapıyor. Özel eğitim almış pilotlar yıllardır bu kısa pistli havalimanını güvenle kullanıyorlar. Buradan Londra Heathrow, Manchester, Edinburg, Bristol, Barselona, Madrit, Malaga, Amsterdam, Atina, Düsseldorf gibi birçok kente uçuş yapılıyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

BEKLENEN AN GELDİ

Winston Churchill Bulvarı açık. Yürüyorum ve karşı tarafa geçiyorum. Tam geçişim sırasında bir tür siren çalmaya başlıyor. Ama öyle çok yüksek değil. Sinirleri bozacak gibi de değil. Bir siren sesi ne kadar zarif olursa öyle. Sonra bir anons duyuluyor ve uçak kalkacağı için bulvarın boşaltılması isteniyor. Herkes iki tarafta yoğunlaşıyor. Bulvarın pistle kesiştiği noktalarda engeller yerine konuluyor, bazı demir kapılar kapanıyor. Trafik ışığında kırmızı yanıyor. Panik yok. Koşan-eden olmuyor. Herkes denileni yapıp kenarlara çekiliyor. Ama her şeyi görebiliyorsunuz. Biraz sonra EasyJet uçağı büyük bir homurtuyla önümüze gelip, hızla geçiyor ve yükselmeye başlıyor. İrtifasına çıkması beklenmeden pist yeniden yaya trafiğine açılıyor. Pistin üstünü kesen bulvar kentin hareketine katılıyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Ben de yine çıkış işlemlerini yapmak için karşı tarafa geçiyorum. İngiliz kulübesinden hızla geçiyorum. İspanya girişi için polise gelince takılıyorum. Sanıyorum eğitimde olan bir polis uzun süre pasaportlarımı inceliyor. Damgaların yerlerini arıyor. Pasaportlarımdan biri gri. Diğeri normal. Bir yerleri arıyor, soruyor ve sonra toparlanıyor. Pasaportları mı iade ediyor. Özür yerine geçer mi bilmiyorum, tebessüm ediyor. Yine iki saat kara yolculuğu ve Malaga'ya dönüyorum.

410 BİNDEN FAZLA YOLCU

Hayatımda gördüğüm en ilginç havalimanlarından birini iki saatlik de olsa yaşamak çok güzeldi. İyi işleyen bir operasyon. Küçük terminal binası yılda 410 binden fazla yolcuyu ağırlıyor. İçinde terminal kadar büyük bir mağaza bile var. Biraz Duty Free havasında. Bu havalimanında yılda neredeyse 400 tondan fazla kargo oluyormuş. Havalimanını yolcu uçakları dışında İngiliz Kraliyet hava kuvvetleri de kullanıyor. Arada bir korkunç bir sesle askeri uçakların tırmandığı görülüyormuş. Ama bölgede yaşayanlar bunlara alışmış. Burası İngiliz toprağı ama neredeyse hiç güneşsiz bir gün yaşanmıyor. Cebelitarık Büyük Britanya'nın stratejik değeri en yüksek topraklarından biri. Üretimi olmayan, tüketimi çok, maliyeti fazla bir yer. Ama prestiji çok yüksek.