Salih Tuna

Sabah

Sırada Mansur Yavaş var

O sırada Almanya'da: "- Almanya seyahatine çıktım, mahkeme kararı açıklandı. Sırtımdan hançerlediler resmen..." "- Meral Hanım'la birlikte kumpas kurdular size." "- Diğerleri de var işin içinde. O Babacan yok mu o Babacan. Yine görünmeden kumpasın tam merkezinde yer almadıysa, ben bir şey bilmiyorum..." "- Haklısınız sayın genel başkanım, çok sinsi

Bir tur da ben yöneteyim

Sevgili Kılıçdaroğlu yarın bir basın toplantısı yaparak açık ve net bir şekilde cumhurbaşkanı adayı olmayacağını açıklasa ne olur Aklı başında hiç kimse, borsa tepetaklak olur, dövizler yükselir, siyasi kriz çıkar demez değil mi Peki ne olur "Muhalif güruh" içinde üzülen çıkar mı mesela Benim tahminim, CHP içindeki Engin Özkoç veya Tuncay Özkan gib

Karakterine ihanet etti

Kemal Sunal, kariyerinin son yıllarında "Şaban" karakterini artık canlandırmak istemiyordu. Halit Akçatepe, halkın onu canlandırdığı bu karakterle tanıyıp sevdiğine dair çok diller döktüğünü fakire anlatmıştı da oradan biliyorum. Halit abiye katılıyordum ama Kemal Sunal'ı da anlıyordum. Her şeyden evvel Şaban'la özdeşleşmekten sıkılmıştı. Son derec

Kılıçdaroğlu'nu neden baskılıyorlar

Bunlar 6'lı masa sakinlerinden Davutoğlu'nu neden cumhurbaşkanı adayı yapmıyorlar Liyakat derseniz, kariyeri ortada... Deneyim derseniz, 3 dönem başbakanlık yapmış. (Ben demiyorum, resmi hesabında yazmış; "62, 63, 64. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı" diye.) Aynı şey Babacan için de geçerli... İttifaklarının "ekonomi programını" hazırlatacak kadar güv

İnsanı yoran adam

Giyotine giderken celladına dönüp, "Başımı gövdemden ayırdıktan sonra saçlarımdan tut ve onu şu kalabalığa göster" demişti Danton, "Bu baş buna değer!.." Descartes böylesi bir vasiyet verecek kadar şanslı değildi. Gerçi giyotinden değil, zatürreden gitmişti. Fakat öldükten sonra kafasına gelenler giyotinden daha beterdi. "Ölmek suretiyle vefat etti

Erdoğan bunlarla mı yönetmiş

Lisede okuduğum yıllarda Meydan Parkı'nda yazları garsonluk yapardım. Tüm garsonlar gibi meşrubat satmak işime gelirdi. Yalnız, yevmiyemiz hasılata bağlı olduğu için en gıcık kaptığım kant satmaktı. Kant mı "İmalatı" son derece basitti: Bir çay bardağı sıcak suyun içine minik bir limon dilimi atıp yanına da şeker koyduğunuzda, bir bardak kant elde

Şahan ilen Ezgi haydi bakalım

Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik kimden kime ne şekilde gelirse gelsin, ayağımızın bodrumundadır. Zalimin partizanı, muhalifi veya "sendeni bendeni" olmaz. Zulüm zulümdür, mazlum da mazlum. Dünyanın en helal kazancı da el emeğiyle kazanılandır. Her daim işçiden ezilenden yanayız. "Genç çeriler" varsın bunu "eziklik" tesmiye etsin, biz böyleyiz.

Ezgi bacı az Mola mı versen...

Isaiah Berlin, "negatif özgürlüğü," dışarıdan gelen müdahalelere boyun eğmeme özgürlüğü telakki eder. Lakin "negatif özgürlüğü" yetenekten bağımsız görmez. Haksız da değildir. Yapamayacağın şeyin özgürü olsan ne olur, olmasan ne olur değil mi Böylesi bir "özgürlüğün" ne manası var! Hülasa, özgürlük herhangi bir şeyi yapamamayla alakalı değildir. Is

Benim bu masadan umudum var

Malum 6'lı yuvarlak masa, muhalif heyecanı coşturacağına gitgide pörsütünce yeni bir ittifak doğdu. Yani, "yeni muhalif masa" kuruluyor! Ümit Özdağ'ın Zafer Partisi ve Muharrem İnce'nin Memleket Partisi'nin yanı sıra Milli Yol Partisi, Doğru Parti ve Adalet Partisi yeni bir ittifak kurmaya karar verdiler. İttifaklarının adı henüz belli değil ama çi

Muhalif paralel masa mı kuruluyor

İktidara yakın kimi arkadaşlar, 6'lı masanın hazırladığı "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği"ne burun kıvırdılar. Sayın Cumhurbaşkanı da dün "ucube" olarak nitelendirdi. Bana sorarsanız, 6'lı masa sakinlerinin konken partileri gibi boş beleş toplanıp dağılmalarından bir "ucube" de olsa hazırladıkları metin yeğdir. Üstelik 150 say