Ragıp Karadayı

Türkiye

"Nefise Naz kızımın anlattığı o komşu kadın da kimdi.."

Tepeden tırnağa beyazlar giyinmiş bir hanımefendi ayağa kalktı "Jale kızım haklı, bir daha ortalıkta görünmedim ki" dedi!..Doktor Nefise:- Her şey dediğin de ne Jale'ciğim- Allah Peygamber aşkı, din devlet aşkı, vatan millet aşkı, bayrak hürriyet aşkı, cân cânân aşkı, yâr yâren aşkı- Bunlar çok üstün meziyetler.- Ama maşukumu ne elle tutabiliyor, n

Aklım bazen bulutların üzerinde, bazen dehlizlerin karanlığında

Bir ara Doktor Nefise, şimdi görümcem olan ilk hocamla baş başa kaldığımda ona muhabbetle sarıldım Seherde uyanır, uçuşur kuşlar,Kendi lisanınca tesbihe başlar,Zikreder ağaçlar, topraklar taşlar.Uyan ey gözlerim gafletten uyan!Uykuyu terk et de Allah'a dayan! Dert etme ey gönül Allah biliyor,Varlıkta yoklukta sabır diliyor.Tövbe günahı hepten sil

İnsana rahat yok bu dünyada...

"Kim derdi Almanya'da zengin bir kardeşimin olduğunu ve gelip bizi bulacağını.."Annem "Eğer bu kızla evlenmezsen analık hakkımı helâl etmem!" diye de kestirip attı mübarek kadın. Onun üzerine en sevdiğimle en kısa zamanda dünyaevine girdim. Anneciğimin verdiği talimat doğrultusunda kıracak, incitecek şeyler yapmadım. Ters anlaşılan şeylerin hepsi d

"Bütün hareketlerimi, mimiklerimi herkes babama benzetirdi..."

İlk gördüğümde ben de tuhaf olmuştum. "Bir insan, bir başkasına bu kadar mı benzer" demiş, tekrar tekrar dönüp bakmıştım...Anneciğim az çok tahmin etse de hiç dile getirmedi bu değirmenin suyunun nereden geldiğini. Ne kadar muvaffak oldu bilemem ama hiç ezik görünmedi. Babamın lehinde ve aleyhinde hiçbir söz söylemedi, söyletmedi de... Sadece "Tanj

"Babam birkaç senede artık Almanya'ya iyice alışıyor..."

Her şeye katlanmak neyse de sevdiği insanın yokluğuna rıza göstermek kolay olmuyor Anlayacağınız sıkıntısını hep içine atıyor.Babacığım ilk seneler her tatilde izne geliyor. Gelince de bol hediyeler, para getiriyor. Köydeki evimizi yeniden yaptırıyor. Mal davarlarını artırıyor. Fukara Yusuf Çavuş unutuluyor bu sefer de Almancı Yusuf Ağa diye çağrıl

"Senin ne kadar hasretini çektiğimi bilemezsin!.."

"Gurbet yollarına düşerken arkamda kimleri bıraktığımın farkındaydım. En sevdiklerimi. En sevdiğini bırakan hiç rahat edebilir mi"Babacığım, birmektubunda şunları yazmış:"Bir tanem;Mektubuma başlamadan önce, sağlığının sıhhatinin yerinde olmasını diliyorum Allahü teâlâdan. İnşallah günlerin çok güzel ve huzur dolu geçiyordur. Senin ne kadar hasreti

Davulla zurnayla yola çıkmış, bandoyla karşılanmıştık...

Halk arasında bir "replik" hâlini alan "Türkiye'de Almancı, Almanya'da yabancı" klişesine muhatap oldular.Almanya'ya ilk gidenler başta München, Berlin, Hamburg ve Frankfurt garlarında, Alman halkı ve yetkililerce sıcakkanlı ve coşkulu bir şekilde karşılanmıştı. Fakat bu iyimser hava uzun soluklu olmamış, zamanla şartların değişmesiyle birlikte Tür

Göç göç oldu göçler yola dizildi, Uyku girdi elâ gözler süzüldü!

Son asırda yaşanan en kapsamlı Türk göçü, 1960'lı senelerde başlayıp hâlâ devam eden Avrupa'ya olan uzun ve tarihî yolculuktur.Hayatımızda göç, Orta Asya'dan Akdeniz'e oradan da Avrupa'ya devamlı bir yer değiştirme şeklinde cereyan etmiştir.Tespitlere göre Çin ve Hindistan'dan sonra Türkiye, yirminci yüzyılda üçüncü büyük göç veren devlet olmuştur.

"İlk çocukları dünyaya gelir gelmez vefat etmiş!.."

Annemle babamı birbirine çok yakıştırırlarmış. Kaderde olunca da askere gitmeden söz kesilmiş, dönüşte de evlenmişler.- Bu mevzular bitmez. Sen şahit olduklarından bahset bütün gözler üzerinde.- Ee nerede kalmıştık Ha DADAŞ kelimesinin mahiyetini az çok tahmin ettiğiniz gibi hatırlatmış oldum. Aslında ağır kış şartlarından mı ne en zengin aile bile

"Rüyadaki padişahlığa itibar olunur mu"

İnsanlar, dünyaya meylettikçe sıkıntıdan kurtulamaz, çünkü dünya, sıkıntı yeridir...Bunun gibi, insanlar da ölünce, malı mülkü, serveti, evladı, hanımı, hepsi dünyada kalır. İnsanlar ölüp uyandıklarında, "Biz nereye geldik Burası neresidir Mallarımız, mevki ve makamlarımız vardı, eş dost, ahbaplarımız çoktu. Onlara ne oldu, neredeler" deseler de na