"Kendi kendimizi mahvediyoruz!"

Hissîve hırslı davranmakla aslında kendi kendimizi harap ediyoruz da farkında olamıyoruz.

- Uzaktan davulun sesinin gelmesi gibi! O yüzden mücadele etmeyi öğrenmeli insan ve o acılar, bazen hastaya şifalı ilaç gibidir de farkında olamıyoruz. Ezcümle; herkes kendi kaderini yaşıyor ve de ne varsa, onu görüyor. Vesselâm...

- İlk tanıştığımız günlerin birinde "Testere ile Yılanın Mücadelesi" diye bir menkıbe anlatmıştı Nefise Doktor'um. İnsanlar da öyle değil mi Kendi kendimizi mahvediyoruz.

- Maalesef. O menkıbeyi her düşündüğümde çok problemimi çözmemde kendimde kuvvet buldum.

- Hadi bir daha anlat da eski malumatlarımızı tazeleyelim Doktor'um.

- Peki. Zamanın birinde kocaman bir yılan marangoz dükkânına girmiş, bir köşede parıl parıl parıldayan testereyi görmüş ve ona doğru ilerlemiş. Testerenin keskin dişlerine temas edince biraz yaralanmış. Canı yanan yılan, hırsla dönerek bütün kuvvetiyle testereyi ısırmış ve ağzını da çok kötü kestirmiş. Kan revan içinde kalınca kendisine saldıran amansız bir düşman olduğunu düşünüp testereyi öldürmek için bütün kuvvetiyle sarıp sıkmış. Çok acıdır ki düşman sandığını yok etmek isterken kendi yok olmuş, testerenin keskin dişleri arasında paramparça olmuş.

- !!!

- Hayat da öyle değil mi Bazen öfke ile kalkar bizi inciteni, incitmekten beter ederiz, neticesini hesaba katmadan. Bu şekilde hissîve hırslı davranmakla aslında kendi kendimizi harap ediyoruz da farkında olamıyoruz. Her ne kadar zorlansak da nefret ve öfkenin üstesinden gelmeli, bizi helak eden iç ve dış düşmanımızı yenmeliyiz. Muhabbetli, hüsnüzan sahibi, hadiseleri hayra yoran, nefsanî davranmayan biri olmak varken kahredip hem kendini hem muhataplarını perişan edene akıllı denemez!..

Olup biten hadiselerin neticesine bakmak lazım geldiği aşikârdı. Haklı bile olsam sonunda bana zarar veren her şeyden kaçmam lazım geldiğini pekâlâ anlamıştım. Hayattaki en büyük muvaffakiyetimin bu olduğuna inanıyordum.