Ragıp Karadayı

Türkiye

"Delikanlı, duydun dediklerini! Söyledikleri doğru mu"

"Ey halife! Bu yanımızdaki bizim babamızı öldürdü! Ne lazım geliyorsa lütfen yapın! Adâlet yerini bulsun istiyoruz!"Halife Harun Reşid:-Hatta askerlerimizin yardım etmesini dahi istemediler. Mecbur kenara çekilip muhafaza olabilecekleri bir yer hazırlamaya başladılar. Onlar ise ölen arkadaşlarının elbiselerini alıp ceplerini boşaltmaya ve sonra da

"Hiç iyi değilim Sultan'ım!"

Sultan'ıma bir çift söz söylemeden geçemeyecektim. Doğru sarayın yolunu tuttum.İlk aklıma gelen kavga olsa da nehrin kıyısında olmasından dolayı bir kayık faciası olma ihtimalini daha da kuvvetlendiriyordu zihnimde. İyice suya batan ve imdat ister gibi bir eli havada olana kavuşmak için iki genç yarış hâlindeydi. Bu imdat isterken ölmüş soğuk cesed

İnsan venefis hakikatiyle tekrar yüz yüze kaldım...

"Bugün yine ben benden uzaklardayım! Milletin peşim sıra taş atıp MECZUP diye bağırması boşuna değilmiş"Sebzeler, yaban otlardan tek tek ayıklanmış, suları verilmiş, papatyaların, çiçeklerin, çimenlerin ışıltısını ortaya çıkartacak şekilde düzeltiyorlardı hâlâ. Güllere gelince, her zaman ve her yerde insanları tesiri altına alacak kadar fevkalâde g

Artık üşümeyecek, bol veçeşitli meyve sebze bulabilecektim...

Hikmetinden suâl olmaz, bu dünyayı Rabbim böyle yaratmış, umumiyetle kışın uyur bağlar, bahçeler, bir güzel istirahat eder bütün nebatat, hayvanat.Sabır ilmin yarısı, ateşe perde olur,Büyüktür mükâfatı, onunla felâh bulur.Önce libas soyulur, sonra kabre koyulur.Ölünün yüzü soğuk, kimse evinde tutmaz,Mezar daha soğuktur, hiçbir soba ısıtmaz.Müslüman

"Bunlar babanızın da olabilir, başkasının da Sultan'ım!.."

"Dışlarını süsleyip başkalarına hükmeden dünya sultanları mı; yoksa içlerini süsleyerek ve başkalarının içlerini görüp hükmeden gönlün sultanları mı üstün"Halife:- O da ne demek oluyor Behlül Babamın olduğunu nereden biliyorsun- Bunlar babanızın da olabilir, başkasının da sizi karşımda görünce muhterem pederiniz aklıma geldi. Bir an için öyle düşün

"Ey Mecnûn! Niçin insanların içine karışmıyorsun.."

Denge, durma noktasını bilmek demek bir bakıma, yani duracağı yeri bilmek demektir. İhtiraslarımı dizginlemeye çalışıyorum durmadan.İslâmiyet'in diğer bir tarifi de; "ORTA YOL" demek değil miydi Bütün aşırılıklardan uzak insana yakışan yol. Yani tam denge, var olmak için elzem.Ne en azı isteyip sefaleti yaşamak, ne de "Bütün dünya benim olsun" diye

"Behlül, hakikaten deliymişsin, ne yaptığının farkında mısın"

"Saray adamlarına da kime neyi, ne kadar, niçin verdiğimi, açık adres yazarak kayıt altına aldırttım..."Dünyanın çok zor olduğunu, hele ihtiyaç içinde olmanın ehemmiyetinden bahsettim. Bir ağzı açıldı aman Allah'ım! Oyum yok, buyum eksik, iki yakamı bir araya getiremiyorum. Ne gecem var ne gündüzüm aha ellerim çatlak çatlak! Perişanım perişan!" ded

"Yine bu garip başıma iş çıkarmayın Sultan'ım!.."

"Mazlum ol, zâlim olma! Üzül de üzen olma!Mahşerde hesap zordur, ezil de ezen olma!"Behlül Dânâ:- Senin yerinde olmak istemezdim Sultan'ım!- Bunu biliyorum Behlül.- Peki, bunu da biliyor musunuz Sultan'ım- Neyi- Keskin sirkeyi- Malum küpüne zarar verir.- Müsaadenizle bunu manzum ifade edeyim Sultan'ım:Öfkelenince insan, verir çok yanlış karar,Meşhu

"Yedek ata misafiribindirin!"

Yedeğinde bir atı olan asker, tozu dumana katarak yanımıza geldi...Sultan denilince akan sular duruyordu. İki elim kanda olsa bile onun sözüne "hayır" diyemiyordum. Askerlerle konuşurken insanların tavrı dikkatimi celp etti. Biraz önce kendi hâline sokaklarda dolaşan, işine gücüne gidenler, korkmuş olacaklar ki sağa sola kaçışmaya başladılar. Asker

Şu veya bu şekilde eski Behlül'ü arıyordum!..

Bağdat sokaklarında dolaşıyorum... "Fareler Reisi" olduğumun hikâyesini ahali duymuş ki her gören dönüp dönüp bir daha bakıyordu...Evet, benim de evim bir vakitler renklerle doluydu ama devam ettiremedim, görünmez, tarif edilmez bir şekilde başıma yıkıldı her şey, taş toprak molozları arasında kaldım!Yani hayatım nice esrarlı bilinmezliklerle doluy